"ضائعاً" - ترجمة من عربي إلى تركي

• kayıp
• kaybolmuş
• kaybetmiştim
• kaybolmuştum
• kayboldum
• kaybetmiş
• kaybolmak

Ben uzun süre kayıp kalmak istiyorum böyle bir adam düşünmüyordu.
. لم أظن أن شخصاً مثله قد يبقى ضائعاً لوقت طويل

Tüm hayatımı boşlukta kayıp olarak geçirdim, kim olduğumdan korkarak...
لقد قضيت حياتى بأكملها ضائعاً وهائماً .. خائفاً من كونى

Bilmiyorum sanırım hâlâ kendini kaybolmuş hissediyor.
أنا لا أعلم أعتقد أنه لا يزال ضائعاً يا ويلي أعتقد أنه ضائع بشدة

NFL'de geçen on yıldan sonra kendimi kaybetmiştim.
بعد عشر سنوات في كرة القدم كنتُ ضائعاً قليلاً

kaybolmuştum ama ateşiyle tekrar bulundum.
لقد كنت ضائعاً و الآن انا موجود في حضرته

7. kattaki yenileme çalışmaları için etrafı keşfe çıkmıştım ve 2 gün boyunca geçitlerde kayboldum.
لا,أنا كنت فقط أستكشف التحديث الجديد في الطابق السابع و كنتُ ضائعاً في الممرات ليومين.

Seni üzgün görmeye dayanamıyordum ve kendini kaybetmiş görünüyordun. Sana yardım etmeye çalışıyordum.
لم يعجبني ان اراك حزين بدوت ضائعاً انا فقط حاولت مساعدتك

Şuradaki bugün ofisime gelen kayıp çocuk değil mi?
اليس هذا الطفل الصغير الذى كان ضائعاً هذا الصباح؟

Benim diğer ortağıma, o olmasaydı ben tamamıyla kayıp olurdum.
نخب شريكي الأخر, الذي .بدونه لكنت ضائعاً تماماً

Çünkü kayıp değildi. Garajda duruyordu.
لأنه لم يكن ضائعاً, هناك أنا وضعته.

O da benim kadar kayıp.
كان ضائعاً مثلى

Sen de kayıp olduğunu.
لقد قلت انك كنت ضائعاً

Yoksa o da benim gibi kayıp mı oldu?
أو أنّه بظنك ضائعاً كما كنت؟

Etrafta kaybolmuş bir halde tek başına dolaşıyordu ben de onun benim olduğunu düşündüm sonra da onu parka götürdüm bundan hoşlanacağını düşündüm sonra ona ilaç almaya gittim ve geri geldiğimde onu bulamadım.
لقد كانَ يتجول وحيداً ، ضائعاً وظننتُ انهُ كانَ إبني واخذتهُ إلى المنتزه

Bak kendi dünyanda kaybolmuş gibisin -kaybolmadım burda
أنت فقط ضائع في عالمك الخاص هنا .. أنا لست ضائعاً في

Gemin denizde kaybolmuş gibi hissedebilirsin fakat eğer kendini bu şekilde soyutlarsan o zaman gerçekten kaybolursun.
قد تشعر أنّك سفينة تائهة في عرض البحر لكن إن عزلت نفسك حقاً، فستكون ضائعاً فعلاً

Ben şutlandığımda kendimi kaybetmiştim.
أوتعلم عندما تمت إقالتي كنت ضائعاً وأرهقت نفسي

Çok kısa bir zaman önce, yolumu tamamen kaybetmiştim.
ليس من أمد بعيد كنت ضائعاً تماماً

"kaybolmuştum, şimdi bulundum. "
مرَةً كنت ضائعاً ...لكنَني الآن أعرف طريقي

Sanırım kayboldum.
لقد بتُ ضائعاً

Kendimi kaybetmiş gibiyim.
يبدو ضائعاً الآن.

Okyanus, iletişimsiz bir şekilde kaybolmak isteyeceğin bir yer değildir.
المُحيط ليس مكاناً تودّ أن تكون ضائعاً فيه بدون إتصال.