"ضابط الشرطة" - ترجمة من عربي إلى تركي

• polis memuru
• polis memurunu
• bir polis
• Polis memuruna
• Polis memurunun
• polis memuruyla
• memurun

Aynı zamanda, 11 yaşındayken bir polis memuru tarafından ilk kez durdurulup sorguya çekilmenin nasıl bir şey olduğuna dair kederli bir konuşma da yaptı.
ولكنه تحدث أيضاً عن الحزن وأول توقيف واستجواب من قبل ضابط الشرطة عندما كان فى الحادية عشر من عمره.

polis memuru, çatışma sırasında cesurca hayatını feda etti.
بشجاعة خلال الواجب، ضابط الشرطة دائماً ما يضحي

polis memuru, çarpma sonucu öldüğünü söylemişti.
أخبرني ضابط الشرطة أنه مات بسبب الإرتطام

O polis memurunu öldürürken silahı arabadan nasıl çıkardığını gördüm ve o adam bu adamdı." diyerek parmağıyla Randall Adams'ı işaret etti.
" رأيت السلاح يُرمى خارج سيارتهِ" " هو من قام بإطلاق النار على ضابط الشرطة ?"? وقامت بالإشارة على " راندل ادمز"

Yani bir polis memuruna saldırmamı istediğin için mi geldim?
اذاً، أنا هنا لأنك تُريد مني أن أُهين ضابط الشرطة

Polis memurunun arkasından bir kamyonet geçiyormuş ve sekme görülebiliyor.
الشاحنة كانت تمر خلف ضابط الشرطة وأرتداد شظية كان واضحاً

Bu polis memuruyla olan işin hemen halledilmesini istiyorum.
أنا أحب هذا الشيء حين تنهي أمر ضابط الشرطة بسرعة

Peter, sen polis memuru olacaksın ve Quagmire... sen de şüpheli olacaksın.
انت ستكون ضابط الشرطة و كواقماير ستكون انت المشبه به

Bir polis memuru, sadece işini yaptı diye özel ilgiyi hak etmez.
لا يستحق ضابط الشرطة أي اهتمام خاص.. لمجرد أدائه واجبَه

polis memuru olmak için yeterli değilsin.
لم تكوني على مستوي المسؤؤلية ضابط الشرطة

polis memuru için üzgünüm ama o işle bir ilgim yok.
،متأسف لسماع ذلك عن ضابط الشرطة ذلك لكن ليس لي علاقة بذلك

- Ancak bir polis memuru kanuna karşı gelemez.
لكن ضابط الشرطة لا يمكنه خرق القانون

polis memuru 12:30'da öldürülmüş yani onun beni en son görüşünden iki buçuk saat sonra.
ضابط الشرطة قُتِلَ الساعة 12: 30... يعد هذا بعد ساعتين ونصف منذ آخر مرة رآني فيها.

Bir polis memurunu vurduğumu söylüyorlar.
هم يقولون انني اطلقت النار على ضابط الشرطة

Wiggum bir 318 durumu rapor ediyor- polis memurunu uyandırma.
هذا بلاغ بحالة رقم 318... أنبّه ضابط الشرطة

Söylemek istediğim şey, bir polis eşi olmak ne gerektiriyorsa artık bunları yapabileceğimden emin olmadığımdı.
ما أقصده أنه ليس لدي مقومات زوجة ضابط الشرطة

Buna Polis memuruna saldırı, tutuklamaya karşı koymayı da ekliyorum.
وعلاوةً على ذلك، الإعتداء على ضابط الشرطة. ومقاومة الإعتقال.

Diyelim ki "uyuşturucu madde etkisinde araba kullanmaktan" tutuklandın ve Polis memuruna saldırdın
اذاً نحن نتوهم أنه تم إعتقالك وأنك قمتي بإهانة ضابط الشرطة

Polis memurunun biri, eli tabancasının üstünde bana doğru yaklaşıyordu.
لقد كان ضابط الشرطة يقترب مني ويده على سلاحه

Ya da bir polis memurunun bir resimdeki insanların arasındaki duygusal dinamiği anlamanın aile içi şiddet olaylarında beden dilini anlamasına yardımcı olduğunu ve silahını çekip ateş ederken iki kere düşünmesini sağladığını söylemesi gibi.
أو مثل ضابط الشرطة الذي قال أن فهم العواطف الحيوية بين الناس في لوحة ما، ساعده على قراءة لغة الجسد في مكان وقوع جرائم العنف المنزلي، ومكّنه الأمر من التفكير مرتين قبل سحب سلاحه وإطلاق النار.

O polis memuruyla neden vaktini harcıyorsun ki?
لما تضيعين وقتكِ مع ضابط الشرطة ذاك؟

Ve bir gün aniden, ...bir memurun telefonunu kullanarak otobüsle geleceğini söyledi.
ثم فجأة يوم واحد، وذلك باستخدام الهاتف ضابط الشرطة وقال انه قادم بالحافلة.