Henüz onu bulamadık ama bütün ekibimle mevcut bütün Polisler onu arıyor. | Open Subtitles | لم نجدها بعد، لكن أنا وفرقتي وجميع ضباط الشرطة يعملون على إيجادها |
Bir kavşakta polisle karşılaştılar. Çocuklar geri dönmek istemediğinde Polisler köpeklerle karşılık verdi | TED | في تقاطع، التقوا بالشرطة، وعندما رفض الأطفال العودة، أطلق ضباط الشرطة عليهم الكلاب... |
Normalde polis memurları hapishane görevi yapmak istemezler. | TED | عادة ضباط الشرطة لا يرغبون بتعيين في السجن. |
Merkez, izleme altında, bir polis memuru öldürüldü. | Open Subtitles | لدينا مركز إرسال مكشوف وثم قتل أحد ضباط الشرطة |
Bu yüzden dünyanın dört bir yanında, polisleri, hakimleri ve cumhuriyet savcılarını eğitiyoruz. | TED | ولهذا نحن ندرب ضباط الشرطة وندرب القضاة وندرب النيابة العامة حول العالم |
Ve bu, Polis memurlarına hizmet ettikleri toplumu tanıma fırsatı vermedi. | TED | ولم تمنح في الواقع ضباط الشرطة ليتعرفوا على المجتمع الذي يخدمونه. |
O polislere yardım etmesen babam hâlâ yaşıyor olurdu. | Open Subtitles | أبي كان ليكون حياً إذا لم تساعد ضباط الشرطة |
Şunu buldum ki kadınlar polis memurlarının yüzde 13'ünden azını oluşturuyorlardı. | TED | وجدت أن النساء تشكلن أقل من 13 بالمائة من ضباط الشرطة. |
Polisler bölgemize geldi. Rozetleriyle birlikte. | Open Subtitles | أتى ضباط الشرطة إلى منطقتنا بشارات مغطاة |
Bunu da Polisler ve çete üyeleri gibi riskli hedefleri seçerek yapıyor. | Open Subtitles | انه يفعل ذلك بسعيه خلف أهداف ذوي خطورة عالية كرجال العصابات و ضباط الشرطة |
Polisler kadın kurbanın kimliğini belirlemeyi başaramadı. | Open Subtitles | وحتى الان ضباط الشرطة عاجزين عن تحديد هوية الضحية الانثى |
Ve polis memurları, yardımcı savcılar, katipler içeriye giriyorlardı. | TED | وكان ضباط الشرطة يتوافدون ومساعدي الإدعاء العام والموظفين. |
polis memurları sokakta işportacılık yapanlardan rüşvet alıyordu. | TED | ضباط الشرطة كانوا يتقاضون رشاوى من الباعة المتجولين الذين كانوا يتجولون في الشوارع. |
Bugün buraya gelmem sayesinde umarım gelecekte polis memurları rüşvet alındığını rapor etmeye çalıştığım için geçen beş yıl boyunca üstlerim yüzünden yaşadığım gerilim ve endişeyi yaşamazlar. | Open Subtitles | خلال حضوري هنا اليوم أتمني ألا يعيش ضباط الشرطة في المستقبل نفس الإحباط والقلق الذان تعرضت لهما |
Birkaç gün evvel kapıma birkaç polis memuru kapımı çalıp Elenore'un aşırı dozdan öldüğünü haber verdiler. | Open Subtitles | منذ عدة أيام طرق بابي إثنان من ضباط الشرطة وأخبروني أن إليانور قد ماتت بعد أن أخذت جرعة زائدة |
Şef Aiello, polisleri birdenbire fabrikaya sokmanız herkesi şaşırttı. | Open Subtitles | الرئيس أيلو , القيام بنقل ضباط الشرطة فى المصنع اصبح الامر مفاجأة للجميع |
Diğer Polis memurlarına ne söylediğinizi söyleyin. | Open Subtitles | اخبرينى ما اخبرتى بة ضباط الشرطة الاخرين |
Bu kadının polislere bir garezi var. | Open Subtitles | هذهِ الفتاة حتماً لديها ضغينه ضدَ ضباط الشرطة |
Para çalmak veya her gün çok çalışan vatandaşların parasını sızdırmak polis memurlarının rutin bir uygulaması. | TED | سرقة ضباط الشرطة للأموال أو ابتزاز المواطنين الكادحين الذين يعملون يوميًا لكسب عيشهم هي ممارسات يومية روتينيّة. |
Polislerin Andre'nin yüzünü başka birinin vücuduna fotoşopladığını mı söylüyorsun? | Open Subtitles | ضباط الشرطة إتقطوا تلك الصورة و إتلاعبوا بها. |
Kokain kaçakçılığı, tutuklanmaya mukavemet polis memuruna saldırmak. | Open Subtitles | تهريب الكوكائين مقاومة الاعتقال مهاجمة ضباط الشرطة |
Benim ve iki polis memurunun zamanını boşa harcadınız. | Open Subtitles | أنت ضيعت وقتي وووقت إثنين من ضباط الشرطة |
Bakın, polis memurlarını suçlayan 700'ün üzerinde şikayet aldık. | Open Subtitles | أنظر , لقد تلقينا 700 رسالة تتهم العامة ضباط الشرطة الفردية |
Ama bu suçu işbirliği yaptığı bazı polis memurlarıyla gizledi. | Open Subtitles | لكنهم تغاضوا عنه لتعاونه مع بعض ضباط الشرطة |
Ayrıca polislerden beni oradan oraya götürmelerini istemesi yasa dışı değil mi? | Open Subtitles | أليست تخرق القانون عندما تطلب من ضباط الشرطة أن يقلونى؟ |
Polis memurlarımız otobanda önlerini kesip onları tutukladılar. | Open Subtitles | ضباط الشرطة أعترضهم على الطريق السريع. أنظر! |