Ben de yaptım. Bir anda, bu iki paralel giriş gözler önüne serildi. Matthew'a aşık olmak, Aaron öldüğünde kaybettiklerimin büyüklüğünü anlamama yardım etti. | TED | وفجأة، بدأت هاتان القصتان سويًا، وجعلني الوقوع في الحب مع ماثيو أن استوعب ضخامة ما فقدته مع أرون. |
Tamam mı? O şeyin büyüklüğünü küçümseme eğilimindeydiler. | Open Subtitles | كان الغرض من ذلك أن تبين مدى ضخامة الموضوع. |
100 milyon yıl kadar bir sürenin büyüklüğünü kavrayamıyoruz. | Open Subtitles | لا يمكن أن تستوعب ضخامة وقت ك 100 مليون سنة بالضبط |
Bunun ne kadar büyük, ne kadar harika olduğunun farkında mısın? | Open Subtitles | ألديك أي فكرة عن مدى ضخامة ذلك؟ كم هو عظيم ذلك؟ |
Yani, bu kütüphaneyi geminin tabanına oturtun -- işte bu şey o kadar büyük olacaktı. | TED | إذن، ضعوا هذه المكتبة في قاعدة المركبة الفضائية هذا يوضح لنا ضخامة هذا الشيء الذي قمنا بعمله. |
Öncelikle oradaki bir gezegenin varlığına karar verebiliriz. Aynı zamanda bu gezegenin büyüklüğü ve gezegenin ana yıldızdan olan uzaklığı hakkında fikir edinebiliriz. | TED | شيء واحد هو أنه يمكننا أن نحدد أن هناك كوكبا هناك، لكن كذلك مدى ضخامة ذلك الكوكب ومدى بعده عن النجم الأم. |
Tabii ki bazıları için onlar hakkında neredeyse her şeyin büyüklüğü. | TED | أحد الأسباب بالطبع هو ضخامة كل ما يتعلق بها. |
Suçun ağırlığı... ve rastlantının boyutu öyle inanılmazdı ki... | Open Subtitles | بسبب حِمل الذنب عليه و ضخامة الصدفة |
Bu yanlış hesapladığın şeyin büyüklüğünü anladığını sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد أنكِ تفهمين ضخامة الحسابات الخاطئة التي قُمتي بها |
Arasında kaldığım ikilemin büyüklüğünü görebiliyor musun? - Biliyorum, efendim. | Open Subtitles | هل تفهم ضخامة الورطة التي لديّ؟ |
Şimdi ise bu yükün büyüklüğünü anlamaya başlıyorum. | Open Subtitles | الآنفقطبدأتأدرك ضخامة ذلك العبء |
Evine vardığında Benandonner hızla yaklaşıyordu. Karısı Oonagh'a düşmanın büyüklüğünü anlatırken titriyordu. | TED | هناك في المنزل وباقتراب (بيناندونر) بسرعة ارتعد (فين) وهو يصف ضخامة عدوه لـ(أونا). |
Bebek diyarını bıraktığın için teşekkür ederim. Caroline'ın karnının büyüklüğünü tahmin etme oyunundan kaçmak için herşeyi yaparım. | Open Subtitles | لفعلت أيّ شيء لاجتناب لعبة التخمين حيال ضخامة بطن (كارولين). |
Caroline'ın karnının büyüklüğünü tahmin etme oyunundan kaçmak için herşeyi yaparım. | Open Subtitles | لفعلت أيّ شيء لاجتناب لعبة التخمين حيال ضخامة بطن (كارولين). -أجل . |
Mississippi Nehri'nin doğusundaki en büyük ağaçlar kadar büyük neredeyse. Ama Chronos'un yalnızca ufak bir parçası. | TED | إنها بقدر ضخامة أي من أضخم أشجار شرق نهر الميسيسيبي، ومع ذلك فإن الأمر مجرد ميزة ثانوية على الكرونوس. |
Artık hiç olmadığı kadar büyük kazalar gerçekleştirebiliyoruz. | TED | اليوم يمكننا القيام بمشاهد اكثر ضخامة مما كان في الماضي |
Molün büyüklüğü hakkında artık bir fikre sahibiz. | TED | حسنا. لدينا الآن نوعا ما فكرة حول مدى ضخامة المول. |
Geyiğin büyüklüğü hakkında bir yorumda bulunabilir miyiz? | Open Subtitles | أيمكننا معرفة مدى ضخامة الغزال؟ |
Suçun ağırlığı... ve rastlantının boyutu öyle inanılmazdı ki... | Open Subtitles | بسبب حِمل الذنب عليه و ضخامة الصدفة |