Almanya Batı cephesinde büyük bir taarruz başlatır, ama müttefikleri parçalanmaya başlar. | Open Subtitles | ألمانيا تشن هجوم ضخم على الجبهة الغربية لكن حلفائها يبدأون في الانهيار |
İleri devam et sağında tahta büyük bir kapı olmalı. | Open Subtitles | اكمل الى الامام سيكون هناك باب خشبي ضخم على يمينك |
Kahramanın bu kızın zavallı ailesine bir özür ve büyük bir tazminat borcu olurdu. | TED | وسيكون بطلنا الخارق مدين لعائلة الفتاة باعتذار وشيك برقم ضخم على سبيل التعويض |
Motorlu taşıt bürosuna gittiğinizde sizin vereceğiniz karar üzerinde, o formu tasarlayan kişinin çok büyük bir etkisi olacak. | TED | عندما تذهب لإدارة المرور، فأن الشخص الذي صمم الطلب لديه نفوذ ضخم على ما ستتنهي بفعله. |
Üstçavuş Roe'nun ifade vermemesi, mahkemende büyük bir etki yaratır. | Open Subtitles | عدم شهادة الملازم رو له تأثير ضخم على محاكمتك |
Geçen hafta, ekose şapkaların uygun giysi olup olmadığıyla ilgili büyük bir tartışma vardı. | Open Subtitles | ... الأسبوع الماضي, كان هناك نقاش ضخم على الملابس المنقوشة وكانت ملابس رئيسية مقبولة |
Barbados'ta büyük bir kumsal düğünü planları yapıyorlarmış. | Open Subtitles | كانا يخططّان لعمل زواج ضخم "على شاطئ "باربيدوس |
büyük bir tebriği hak ediyorsunuz. | Open Subtitles | تستحقون جميعاً, ثناء ضخم على الظهر |
Aman Tanrım! Katedral'e büyük bir saldırı yapıldı. | Open Subtitles | يالهى هناك هجوم ضخم على الكاتدرائية |
Ward'la Fitz cihazı devre dışı bırakınca, o tesise büyük bir saldırı olacak. | Open Subtitles | بمجرد أن يبطل (وارد) و(فيتز) مفعول ذلك الجهاز، سيقع هجوم ضخم على ذلك المجمع، |
Burada büyük bir şeyler dönüyor. | Open Subtitles | شيء ضخم على وشك الوقوع هنا |
Çünkü, az önce aşk yumağı Lois'in neye bulaştığı ile ilgili çok büyük bir ipucu yakaladım. | Open Subtitles | لأنني حصلت على دليل ضخم على أياً... كان الذي ارتشفته (لويس) من أجل الحب |