Savcılık, kocasının defalarca arayıp aleyhine ifade vermek için yalvardığını söyledi. | Open Subtitles | قال المدّعي العام أنّ زوجها إتّصل عدّة مرّات، يتوسّل للشهادة ضدها. |
Bu iki ülkeyi kullanarak demokrasinin aleyhine değil lehine olan bir sonuç çıkaracağım. | TED | فسأستعين بهذين المثالين للأتيان بحجة إقتصادية لصالح الديمقراطية, وليس ضدها. |
Ağzımdan aleyhinde tek kelime alamayacaklar. | Open Subtitles | انهم لن يجعلونى اقول اى كلمة ضدها اقول لك هذا الآن |
Bayan Caroline'ın bu olayda bir cinayet sebebi olduğu ve aleyhinde pek çok kanıt bulunduğu kesin. | Open Subtitles | بلا شك مهما كانت الدوافع ومهما كانت الأدله ضدها |
Emin ol ona olan borcum da nefretim de seninkinden fazla. | Open Subtitles | أني متأكد بأن لدي الكثير من الديون وحقدٌ ضدها أكثر منك |
Ve eğer Lindsey bunu da başarırsa, o zaman kazanan kesinlikle o olacak o yüzden kuyusunu kazıyorsun. | Open Subtitles | و اذا ليندساي حصلت عليه أيضا ستكون هي الفائزة بدون منازع لذا أنتي تسيري ضدها |
Ama yalnızca tek bir kişi buna karşı sesini çıkarmaya cesaret edebildi. | Open Subtitles | 'ولكن شخص واحد فقط تجرأ للتعبير ضدها. ' |
Onun aleyhine hiçbir şey duymadım. Ben ne dediğimi biliyorum. | Open Subtitles | لا اسمح بسماع المزيد ضدها انا اعرف ما اقوله |
aleyhine yapılan şikayet yüzünden emekli maaşını ve donanmadaki geleceğini kaybederdi. | Open Subtitles | كايت : الاول الطبيبة جرين من الشـكوى التي قدمت ضدها والتي سـتهدد وظيفتها و مسـتقبلها مع البحريـة توني : |
Suçlarımdan muaf tutulma anlaşmasını, aleyhine ifade vereyim diye yaptık. | Open Subtitles | لهذا أبرمنا صفقة الحصانة كي أستطيع الشهادة ضدها |
Günlükleri duruşmada aleyhine asıl kanıt olarak sunuldu. | Open Subtitles | وقدمدفترمذكراتهاكدليلإدانة رئيسي ضدها في محاكمتها |
Ama farkına varmadan detaylar açıkladı ki onlar da bana göre davada aleyhine olan delikleri kapatan şeylerdi. | Open Subtitles | لكنها افصحت عن تفاصيل من دون ان تعلم تفاصيل ملئت الفراغات بالقضية ضدها |
Araştırmalara göre bir kadın adayın, çok güzel ... ya da çok sade algılanması, seçmen oylarının... aleyhine dönmesine neden oluyor. | Open Subtitles | تظهر الأبحاث أنه إن كانت الإمرأة المرشحة ،محسوسة كجميلة جداً أو عادية جداً فإن المصوتين ينقلبون ضدها |
aleyhinde tanıklık edecek 6 soylu şahit bulamazsak Kontes'i mahkemeye çıkaramayız. | Open Subtitles | لا يمكننا أن نستدع الكونتيسة للمحكمة إلا ما إذا كان لدينا ستة نبلاء ليشهدوا ضدها |
Yani onun aleyhinde oy kullanan insanların hepsi ve ona oy verenlerin yarısı diyebilirim. | Open Subtitles | سأقول جميع من صوّت ضدها, ونصف من صوتوا لصالحها. |
Kadın, kendi aleyhinde konuşan herkese karanlığın hizmetçileri dedi. | Open Subtitles | كل من تحدثوا ضدها لقد إستدعت عبيد الظلام. |
Dolayısıyla tutuklanınca onun aleyhinde kullanılamaz. | Open Subtitles | لذلك لا يمكن استخدامها ضدها إذا ما تم القبض عليها |
Görev aşk için aramak değildir, sadece aramak içindir ve kendi aleyhinde yaptığın tüm engelleri bulabilirsin. | Open Subtitles | المهمة ليست لطلب عن الحب ولكن لمجرد السعي وتجد كل الحواجز داخل نفسك كنت قد بنيت ضدها. |
Jimmy, ona bu fotoğraf konusunda çok uzun süre direndim. | Open Subtitles | لكي أقف ضدها من أجل موضوع الصور العائليه أنظر لحالك |
Siz gelmeden önce bile kuyusunu kazmaya çalıştılar. - Şimdiyse... | Open Subtitles | .حتى قبل وصولك، قد تآمروا ضدها .. الآن |
buna karşı yalnızca son Xiqi umut ediyor. | Open Subtitles | زاكي هي الأمل الأخير للوقوف ضدها |
Osbourne hapishanede öldü, Good’un kocası mahkemede ona karşıydı ve onun "bir cadı olduğunu ya da çok yakında olacağını" söyledi. | TED | ماتت أوزبورن في السجن، بينما وقف زوج غود ضدها في المحكمة، شاهدًا بأنها : "كانت ساحرة أو يمكنها أن تتحول لواحدة بسرعة." |
kendilerine karşı argümanların orada olduğunu herkesin gördüğü, yine de yapmakta ısrar ettiğimiz uygulamalar var mı? | TED | هل هنالك ممارسات نقوم بها حيث أن الجدل ضدها واضح للجميع لكن بالرغم من ذلك نصر عليها؟ |
(Gülüşmeler) Konunun yabancısı olanlar için kurallarına uygun bir münazaranın öncülleri çok açıktır: masada büyük bir fikir olur -- sivil itaatsizliği veya serbest ticareti desteklediğimiz gibi -- Ayrıca bu fikirden yana ve bu fikre karşı olarak konuşan bir grup insan. | TED | (ضحك) للمبتدئين، إن المقدمات المنطقية للمناظرة الرسمية واضحة جداً: هناك فكرة رئيسة في اللائحة.. حيث نؤيد فكرة العصيان المدني، ونؤيد التجارة الحرة.. مجموعة تؤيد هذه الفكرة ومجموعة أخرى ضدها. |