Bir yolsuzluk davasında kurbanın ona karşı tanıklık yapması ile ilgili. | Open Subtitles | كان الضحية سيشهد ضده في دعوى لسوء التصرف. |
Ona ben de güvenmiyorum ama Rus Alfası o ve biz de şu an ona karşı bir şey yapmayacağız. | Open Subtitles | كما أنني لا أثق به لكنه هو ألفا الروسي ونحن لن نبدأ أي شيء ضده في الوقت الحالي |
Beyaz Saray'da kıdemli personel ile konuştum ve, bana Başkan'ın 2016 seçimlerinde ona karşı adaylığınızı koyacağından endişelendiğini söyledi. | Open Subtitles | لقد تحدثت إلى كبار الموظفين في البيت الأبيض منهم قالو بأن الرئيس قلق من ترشحك ضده في انتخابات الرئاسة 2016 واليوم فقط ليندا فاسكيز ألمحت عن ذلك |
Erkek arkadaşım evlenebileceğimizi düşünürdü. Böylece mahkemede onun aleyhinde tanıklık etmek zorunda kalmazdım. | Open Subtitles | كما ترى، يظن صديقي أنّ بإمكاننا الزواج حتى لا أشهد ضده في المحكمة |
bu bilgiden haberdar olduğumuz ve bildirmediğimiz ortaya çıkarsa, onun aleyhinde mahkemede kullanabilirler. | Open Subtitles | ولم نبلّغهم فقد يستخدمون هذا دليلاً ضده في المحاكمة أنا لن أخبر أي أحد |
Böylelikle mahkemede ona karşı olarak kullanacak bir şey olur. | Open Subtitles | واستخدامه ضده في المحكمة |
- Savaşta ona karşı savaşanlar. | Open Subtitles | - الرجال الذين حاربوا ضده في المعركة |