Gitmek, isteğim dışında kaçırılmak anlamına geliyorsa, evet gidiyorum. | Open Subtitles | إن كنت تعنين الذهاب ضد إرادتي و اختطافي، نعم |
İsteğim dışında babanın yanında çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا نيت جريفين. أعمل ضد إرادتي عن والدك. |
Donuttan bir ısırık alsam müstakbel rahibimizin beni intihara yatkın sanması yüzünden isteğim dışında bu deli evinde tutulduğumu unuturum zaten. | Open Subtitles | قضمة واحدة من الدونات، وعلى الأرجح سأنسى تماما أنني محتجزة ضد إرادتي في ملجأ للمجانين لأن قسًا غبيًا تحت التدريب |
Bu sersem yemeğe isteğim dışında gitmekle bitmiyor. | Open Subtitles | ليس فقط أنا ذاهب إلى هذا العشاء الحماقة ضد إرادتي. |
Doktorlardan birinin isteğim dışında hastanede tutulmama gösterdiği gerekçe "ciddi bir biçimde engelli" olmamdı. | TED | كان أحد الأسباب التي أعطاها الاطباء لإقامتي في المستشفى ضد إرادتي هو كوني "معاقة بخطورة" |
Benim isteğim dışında,ölüyor | Open Subtitles | إنها تموت , ضد إرادتي |
Daniel, Ori benim isteğim dışında beni hamile bıraktı ve onu galaksiye getirmem için beni zorladı. | Open Subtitles | (الأوراي) جعلوني أحملها ضد إرادتي ثم أجبروني جلبها إلى المجرة, |
Benim isteğim dışında ama olsun. | Open Subtitles | ضد إرادتي و لكنه ما زال يحتسب |