Bunun yarısının, 600.000 kişide, kalbinde Kalıcı hasar meydana gelir ki bu durum sonradan çok kötü problemler yaşamalarına sebep olur. | TED | نصفهم تقريبا ،أي ٦٠٠ ألف لديهم ضرر دائم بالقلب التي من شأنها أن تسبب لهم مشاكل سيئة للغاية في وقت لاحق |
Ona şu anda yardım edemezsek Kalıcı hasar görmesine neden olabilir. | Open Subtitles | ان لم نحضر له مساعدة على الفور قد يصيبه ضرر دائم |
Radyasyona Kalıcı hasar verecek kadar uzun maruz kalmadılar. | Open Subtitles | فترة تعرضها لم تكن طويلة بما يكفى لحدوث أى ضرر دائم |
Ordudan atılmama yetecek kadar kötü, ama kalıcı zarar değil. Hayal et. | Open Subtitles | حصلت على إصابة كافية لإبعادي من الجيش ليس ضرر دائم , تخيل هذا |
Biraz şans biraz da zamanla Kalıcı bir hasarı olmayacak. | Open Subtitles | ،لكن بالحظ وبعض من الالتئام فلن يكون هناك ضرر دائم |
Eğer o seviyede daha fazla kalsaydı, Kalıcı bir hasar alacaktı. | Open Subtitles | أي وقت أطول على نفس المستوى وكانت ستعاني من ضرر دائم |
Hayır, sondayı burada bırakmak kalıcı hasara sebep olabilir. | Open Subtitles | كلاّ، ترك المسبار هناك يُمكن أن يتسبّب في ضرر دائم. |
Kalıcı hasar verecek kadar zehir çekmemiş içine. | Open Subtitles | لم يتنشق غازات سامّة تكفي لإحداث ضرر دائم |
Kalıcı hasar oluşmadan ellerindeki ve ayaklarındaki dolaşımı yeniden sağladık. | Open Subtitles | لقد قدرنا على أن نرجع الدورة الدموية ليديها وأقدامها قبل أن يحدث ضرر دائم بهما |
Doktor dedi ki, eğer o kuş ikinci makyaj tabakasını da delip geçseymiş cildime Kalıcı hasar verebilirmiş. | Open Subtitles | أتعرف، الدكاترة قالوا لو إخترق ذلك الطير الطبقة الثانية من مكياجي كان سيسبب ضرر دائم لـ بشرتي |
Kalıcı hasar olup olmadığını bir süre sonra anlayacağız. | Open Subtitles | لن نعلم قبل فترة إن كان ثمّة أيّ ضرر دائم |
Tüm mermi parçalarını çıkarmışlar ve Kalıcı hasar yokmuş. | Open Subtitles | أزالوا كل شظايا الرصاصة ويقولون أنه لا يوجد ضرر دائم |
Oraya her gittiğinde Kalıcı hasar, nöbet, anevrizma, hafıza kaybı, ölüm riski... | Open Subtitles | كل مرة تعودين فيها إلى هناك، خطر ضرر دائم: نوبات، أو أمّ الدم، أو فقدان الذاكرة، أو الموت... |
Kalıcı hasar olmayacak ve benim para kazandıran yüzüme de bir şey olmayacak. | Open Subtitles | لا ضرر دائم , ولن أدمر صانع اموالي |
Çabuk olmayacak ve Kalıcı hasar bırakacak. | Open Subtitles | لن تكون سريعه,وسيكون هناك ضرر دائم |
Beyninde Kalıcı hasar mı kaldı? | Open Subtitles | هُناك ضرر دائم في الدماغ,صحيح؟ |
kalıcı zarar vermeden hipokampüsünü son raddeye kadar uyardım. | Open Subtitles | أنا أقوم بتنشيط الذاكرة طويلة المدى بدون التسبب في ضرر دائم بدون التسبب في ضرر دائم |
Bunu yapmayı bıraktığınızda, websitesi normale döner, kalıcı zarar oluşmaz. | Open Subtitles | عندما توقِف محاولة زيارة الموقع... الموقع يعمل نُسخة احتياطية , فلا يوجد ضرر دائم. |
Parmaklarından birine kalıcı bağ doku hasarı verdiğini hissettiğin gibi mi? | Open Subtitles | لا أعلم. هل تشعرين أنك صنعت ضرر دائم في رباط واحداً من أصابعك |
Biraz önce hastanedeydim. Doktor iyi olduğumu söyledi. Kalıcı bir hasar yokmuş. | Open Subtitles | لقد ذهبت للمستشفى و قال الطبيب أنني بخير لا يوجد ضرر دائم |
kalıcı hasara neden olmadan önce yatağına dönmelisin. | Open Subtitles | علينا أن نعيدك للسرير قبل أن يحصل ضرر دائم |