Bir çok zayıf akıllı adama da oldu bu, merak etme ama. Benim çözümüm var. | Open Subtitles | كان يجب أن أعرف، فهذا حدث لكثير من الرجال ضعاف العقول لكن لا تقلق فهنا لدي الحل |
Baskın psikopatların ortakları genelde itaatkar olur, ama bu zeki olmadıkları ya da fiziksel açıdan zayıf olduklarını göstermez. | Open Subtitles | شركاء المختلين عقليا، عادة ما يكونوا اشخاص خاضعين لكن هذا لا يعنى انهم لا يمكن ان يكونوا اذكياء او انهم ضعاف بدنيا |
zayıf biri zayıf birinin tarafında olursa yalnızca zayıf olur. | Open Subtitles | اذا وقف الضعيف بجانب الضغيف حينها سيكونوا فقط ضعاف |
Bu doğru, hepimiz aciziz. | Open Subtitles | -هذا صحيح -نحن ضعاف |
Eva Mozes Kor ve bölgeden götürülmek için fazla güçsüz bulunan 1200 esir Auschwitz ana kampı dışında birkaç gün için kendi başlarının çaresine bakmak zorunda bırakılmıştı. | Open Subtitles | إيفا موسى كور" و1200 سجين آخرين" فكروا أنهم ضعاف جداً لأن يغادروا المنطقة الآن توجّهوا لبضعة أيام كى يعتنوا بأنفسهم الى معسكر "آوشفيتس" الرئيسي أغلب الحرّاس ذهبوا |
Bence verebilirler. Onlar zayıftır. Kadınlarına çok değer verirler. | Open Subtitles | أعتقد إنهم سيفعلون فهم ضعاف ولقد وضعوا قيمة زائدة على نسائهم |
Hepiniz öyle zayıfsınız ki. | Open Subtitles | ! أنتم جميعكم ضعاف |
Savunmasızların, zayıf ruhluların ve inançsızların arayıcısı. | Open Subtitles | الباحث عن العزل، ضعاف النفوس، الغير المؤمنين |
Size fiziksel kanıtları gösteriyorum. Gözlerinizi açın, bu kadar zayıf olmayın! | Open Subtitles | أنا بوريكوا دليل أهو، إفتحوا عنيكوا، متبقوش ضعاف |
İç Güvenlik Kuvvetleri takımına sızdım zayıf ve aptallar | Open Subtitles | لقد اخترقت فصيلة الحامية إنهم ضعاف وأغبياء |
Evet elbette zayıf, hileci, hırsız, yok edici ve hayal kırıklığı. | Open Subtitles | أجل, بالتأكيد إنهم ضعاف و يغشون و يسرقون و يدمرون و يخيبون الآمال |
zayıf durumda olduğumuzu düşündüğüm için değil. | Open Subtitles | ليس لأنني اعتقد اننا ضعاف , لااعتقد |
Soysuzlaşmışlar ya çok zayıf ya da çok akıllılar. | Open Subtitles | البائسين ضعاف جداا واما خائفون جدا |
Bize zayıf yönlerimizi hatırlatan hiçbir şeyi sevmeyiz. | Open Subtitles | نحن لا نحب أي شئ يذكرنا بأننا ضعاف |
Büyük tek bir mücadele dahi devam etmek için çok zayıf düşürebilir. | Open Subtitles | قتال واحد قوي وسنكون ضعاف على الأستمرار |
O, kötülerin güçlerinin bizim gibi zayıf akıllıları etkilediğini bilir. Bay Harker, bu korkunç. | Open Subtitles | هو يعلم أن قوى الشر أقوى منا نحن ضعاف العقول سيد (هاركر)! |
Onlar sadece zayıf zihinlerde işe yarar. | Open Subtitles | إنها تنجح على ضعاف العقول فقط |
- Hepimiz aciziz! | Open Subtitles | -كلنا ضعاف |
Ama bebek kadar aciziz. | Open Subtitles | -نحن ضعاف جداً |
Rezil ve ve güçsüz olacağız. | Open Subtitles | سنصبح منحطين ضعاف |
Oldukça güçsüz durumdalar ve kafaları karışık. | Open Subtitles | إنهم ضعاف و مشوشون. |
Tüm erkekler zayıftır. | Open Subtitles | كل الرجال ضعاف. |
Öyle zayıfsınız ki... | Open Subtitles | أنتم ضعاف جداً |
Ve bu nedenle, ses bilimciler aslında işitme engelli kimselerle ve sesin katılımcısı olan bireylerle sürekli iletişim halindedirler. | TED | وإذاً، مهندسو الصوت في الواقع في محادثة مع الناس الذين ضعاف سمع، والذين هم مشاركون في الصوت. |