Beyaz ışık olduğunu sanacaksın ama burada bulunma nedenim duyacağın son kelimeleri söylemek; Beyaz ışık yok. | Open Subtitles | ستعتقد أنك ترى ضوء أبيض ولكن أنا هنا لأخبرك آخر كلمات ستسمعها أبداً |
İnsanın nerede olduğunu, ne yaptığını fark edebilir, full spektrum Beyaz ışık gerektiğinde ışığı artırabilir ve en gelişmiş konvansiyonel aydınlatma sistemlerine oranla enerji tüketiminde %30-40 tasarruf sağlayabilir. | TED | تدرك موقع الشخص، وما يقوم به، وتقوم بملء الضوء عندما يكون ذلك ضروريا لتعطي ضوء أبيض كامل الطيف، وتوفر حوالي 30، 40 بالمئة من طاقة الإستهلاك، هذا مانعتقده، بالمقارنة مع أفضل نظام انارة تقليدي. |
Beyaz ışık. | Open Subtitles | ضوء أبيض. |
beyaz bir ışık görürsün ve tekrar nefes alabilirsin. | Open Subtitles | و تشعر بوجود ضوء أبيض ينير دربك و يمكنك التنفس مجدداً |
O kadar çok dinlendim ki beyaz bir ışık gördüm. | Open Subtitles | لقد كنت مسترحيةً كثيراً وكأنني رأيتُ ضوء أبيض. |
Öldüğümüzde, beyaz ışığa ve meleklere doğru gittiğimizin hikâyesini anlatırız. | Open Subtitles | عندما نموت الخرافة التي نقولها لنفسنا أننا سنذهب تجاه ضوء أبيض وملائكة |
Beyaz ışık yoktu. | Open Subtitles | لا ضوء أبيض. |
Tıpkı ihtiyarların bahsettiği gibi parlak, beyaz bir ışık görünce dualarım kabul oldu dedim. | Open Subtitles | إعتقدتُ أنَّ دعواتي استجابت عندما رأيت ضوء أبيض مشع كالذي يتحدث عنهُ كبار السن |
Acaba şöyle beyaz bir ışık belirir de sonra bir hiçlik mi gelir? | Open Subtitles | أتظنّ حينها سيبزغ ضوء أبيض ثم يختفي كلّ شيء؟ |
Üçüncü katın oralarda bir yerde beyaz bir ışık görmeye başlamıştım. | Open Subtitles | في مكان ما في الطابق الثالث, بدأت أرى ضوء أبيض |
Büyük beyaz ışığa bakıyordum ve sekiz saniyeden daha fazla gibi geldi. | Open Subtitles | لقد كنت أتطلع إلى ضوء أبيض ساطع، وبدا الأمر لي أطول من مجرد ثماني ثوانٍ فحسب. |