Bunlar, günışığı olmadan nasıI yetişmişler ki? | Open Subtitles | كيف ينمو شئ كهذا في مكان لا يوجد فيه ضوء شمس ؟ |
Burada günışığı olmadığı için fotosentez de yoktur. | Open Subtitles | بما انه لا ضوء شمس في الأسفل هنا فلا وجود للتمثيل الضوئي. |
Ne bir günışığı gördüm ne bir ilaç, ne de bir banyo. | Open Subtitles | لا ضوء شمس لا دواء, ولا إستحمام |
Kurallara gelirsek; su yok doğrudan Güneş ışığı da yok. | Open Subtitles | الآن ، التحذيرات لا ماء ، لا ضوء شمس مباشر |
Hiç güneş ışığı yoktu hem de hiç yoktu. | Open Subtitles | لكن حين تركته، لم يكن هناك ضوء شمس. لا ضوء على الإطلاق. |
Az çelik kullandığımız için çok daha fazla güneş alıyorduk bu da kışın ısınmak için daha az ısı gereksinimi duyacağımız anlamına geliyordu. | TED | وهذا يعني دخول ضوء شمس اكثر وهذا يعني انه لايجب ان نستخدم وسائل التدفئة بصورة كبيرة في الشتاء .. بسبب دخول ضوء الشمس |
Güneş ışınları. Hiç güneş ışığı yok. | Open Subtitles | أشعه الشمس , حيث لا يوجد ضوء شمس |
Yazın yüksek enlemlerde daha fazla güneş ışığı olunca buz tabakaları erir. | TED | حين يكون هناك ضوء شمس أكثر في فصل الصيف في خطوط العرض القطبية، تذوب صفائح الجديد. |
Küçülen buz tabakaları gezegeni daha karanlık yapar; böylece Dünya daha fazla güneş ışığı soğurur ve daha sıcak hale gelir. | TED | مقلصة صفائح الجليد جاعلة الكوكب أكثر قتامة، بحيث يمتص ضوء شمس أكثر ويصبح أكثر حرارة. |