Her bir ışık, ipek liflerle tavandan sarkıtılmış saydam salgı tüpünün içinde bulunan bir larvanın arka tarafından yayılmaktadır. | Open Subtitles | يأتي كلّ ضوء من النّهاية الخلفيّة ليرقة حيث يقبع في أنبوب شفّافي من المخاط يتدلّى من السّقف بخيوط حريريّة. |
Ardımda bir ışık parladı fakat dönemedim. | Open Subtitles | عندها ظهر ضوء من خلفي لكنني لم أستطع الإستدارة |
Orada bir ışık kaynağı var, bir çeşit ışıktan geliyor. | Open Subtitles | يبدو أن هناك مصدر ضوئي ينبثق من ضوء من نوعاً ما |
Her bir ışık, bir çocuk demek. | Open Subtitles | كل ضوء من أولئك يمثّل طفل |
Her bir ışık, bir çocuk demek. | Open Subtitles | كل ضوء من أولئك يمثّل طفل |
Deniz şiddetli dalgalarla parçalanıyordu ve gece nemliydi denizcilerimiz Kuzey Atlantik'teki fırtınada boğuldular ayağının altındaki mermerle başından bir ışık yayıldı. | Open Subtitles | روبيرت ويل) عبر مسجل صوتي] كانت تتصادم أمواج البحر)] و تبخر الظلام داخل اسطولنا الاطلنطي الشمالي عندما وجدنا الصياد الغارق متشبث بشبكة الصيد انطلق ضوء من رأسه الأشعث و ارجله الشاحبة |
#bir ışık hüzmesi görürüm | Open Subtitles | #اري ضوء من النور |