Elbisesi kıçına öyle sıkı yapışmıştı ki... neredeyse dikişleri patlayacaktı. | Open Subtitles | كان الثوب ضيقا جدا على مؤخرتها وانت اعتقد أننى رأيت إحدى الدرز تنفتح |
Onu çıkartmakta yardım gerekebilir. Baya sıkı. | Open Subtitles | ربما تحتاجين الى مساعدتي لتخرجي من هذا الرداء يبدو ضيقا جدا |
Makyajın hafif olmalı, elbisen daha sıkı olmalı. | Open Subtitles | مساحيق التجميل يجب أن تكون خفيفة والفستان ليس ضيقا |
O pantolon o kadar dardı ki annem üzerimden keserek çıkarmıştı. | Open Subtitles | توجب على أمي أن تقص ذلك السروال ، كان ضيقا جدا |
İçerisi çok dardı. | Open Subtitles | لقد كان الوضع ضيقا هنا |
Koltuk altları fazla sıkı mı olmuş Bay Gekko? | Open Subtitles | ليس ضيقا تحت الأبط؟ |