Ne aptalım, eminim misafir almadığımı düşüneceksiniz. - Sıcak çikolataya ne dersiniz? - Zahmet etmeyin. | Open Subtitles | ستظنني لم أستقبل ضيوفاً قط أتود كأساً من الكاكاو؟ |
Burası misafir odası ama hiç misafirimiz olmadığı için her yer küf ve toz içinde. | Open Subtitles | هذه هي غرفة النوم الرئيسية للضيوف. لكنها متسخة و مليئة بالغبار لأنه لم نستقبل ضيوفاً أبداً. اعذريني. |
Psişik kağıdı sen yönlendiriyorsun. misafir olabilirdik. | Open Subtitles | معك البطاقة الذهنية كان يمكن أن نكون ضيوفاً |
O zamana kadar Albay Ronson ve personeli bizim misafirimiz olacaklar. | Open Subtitles | حتى ذلك الحين كولونيل رونسون وطاقمه سيكونون ضيوفاً |
Maça bizim misafirimiz olarak gelmenizi çok isteriz. | Open Subtitles | نريدكم ان تحلوا ضيوفاً علينا في المبارة |
Pek çok kişi için evinde misafir kabul edeceğinde kontrol listesi bellidir: | Open Subtitles | عندما يكون معظم الأشخاص لديهم ضيوفاً, فإن المرجع يكون واضحاً |
Aman Tanrım, keşke yardım edebilseydim, ama şu anda eve misafir yerleştirebileceğimi düşünmüyorum. | Open Subtitles | يا إلهي، أتمنى أن أتمكن من المساعدة ولكن لا أعتقد أننا نستطيع أن نأوي ضيوفاً الآن |
misafir getirmeden önce beni arayabilirdin. | Open Subtitles | تعيّن عليك الإتصال إذا كنت ستحضر ضيوفاً. |
Burada misafir değilsiniz. Turist değilsiniz. | Open Subtitles | أنكم يا رفاق لستم ضيوفاً هنا, لستم سياحاً, |
Başbakan Deewan Saheb, taç giyme töreninde tüm dünyadan misafir geleceğini söyledi. | Open Subtitles | كبير وزرائك، السيد ديوان، كان يقول إن ضيوفاً من جميع أنحاء العالم سيحضرون حفل تتويجك |
- misafir beklemiyordum. | Open Subtitles | لم أكن أتوقع ضيوفاً. لابأس بذلك. |
Çünkü misafir davet ettim. | Open Subtitles | لأنني دعوت ضيوفاً للمنزل |
misafir beklemiyordum da. | Open Subtitles | لم أكن أتوقّع ضيوفاً. |
misafir beklemiyordum da. | Open Subtitles | لم أكن أتوقّع ضيوفاً. |