Tanrı'nın siktir ettiği bu havaalanında derme çatma iki uçak bozuntusuyla çakıldım kaldım! | Open Subtitles | انا اجلس هنا فس هذا المطار المهجور مع طائرتين فقط صندوقين من القمامة |
Ancak karar geç kaldı ve iki uçak türbülans sonucu düştü. | Open Subtitles | للأسف جاء الأمر متأخرا جدا فلقد أسقطت طائرتين بسبب الأعاصير |
Pistte iki uçak var. Barcelona yaklaşıyor. | Open Subtitles | لدينا طائرتين على المدرج برشلونة على وصول |
Bu yılın başında, Bay Fenster ve Bay McManus Newark Havaalanından çift motorlu bir kargo uçağı kaçırdılar. | Open Subtitles | بدون معرفته و في بدايه هذه السنه سيد فينستر و مكمانوس قد اختطفوا حمولة طائرتين من المخدرات خارج مطار نيويورك |
- Bir iki yolcu uçağı düşürelim mi? | Open Subtitles | طائرتين اصطدام تسبب ان تريد هل |
O gün daha sonra, umutla gökyüzüne baktı, çünkü iki tane uçağın geçtiğini görmüştü. | TED | فيما بعد في ذلك اليوم، نظرت للسماء بأمل لأنها رأت طائرتين في السماء. |
Pistte iki uçak var. Barcelona yaklaşıyor. | Open Subtitles | لدينا طائرتين على المدرج برشلونة على وصول |
Sanırım iki uçak ötedeki insanlar bile onları duymuştur. | Open Subtitles | اعتقد ان الناس سمعوهم من على بعد طائرتين |
Her ikisi de uçak kazasında öldüler, iki farklı uçakta. | Open Subtitles | جميعاً ماتوا في حادث طائرة طائرتين مختلفتين |
Ama buraya gelmek için iki tarifeli uçuş ve bir de özel uçak yolculuğu yaptı. | Open Subtitles | لكنه أخذ طائرتين وسيارة مؤجرة ليصل إلى هنا لذلك... |
İki uçak birbirine doğru hareket ediyor. | Open Subtitles | عندك طائرتين متجّهين نحو بعضهم البعض. |
Başka bir adam iki uçak var dedi. | Open Subtitles | شخص آخر أخبرني بأن هناك طائرتين. |
Bugünden önce, Bayan Başkan, iki uçak düşürüldü. | Open Subtitles | في وقت باكر من اليوم، تم إسقاط طائرتين |
"[77 sefer sayılı uçak] yüksek hız duvarına çarpıp, aniden hız kaybına uğramaksızın, onların söylemiş olduğu hızda uçması mümkün olamaz." | Open Subtitles | لم يكن باستطاعة الرحلة 77 الطيران بهذه السرعة التى أدعوها بدون أن تتوقف وتفقد السيطرة روس وتنبرج - طيار تجارى وحربى قاد سابقا طائرتين من المستعملة فى 11 سبتمبر |
İki sivil uçağı düşürmeye çalıştığına dair kanıtımız var. | Open Subtitles | -قمنا باثبات بأنه حاول اسقاط طائرتين تجاريتين |
Arkadaşın, Tony Almeida, cihazı iki uçağı neredeyse çarpıştırmak için kullanmış. | Open Subtitles | صديقك (توني ألميدا)، استخدم الجهاز للتو لتنظيم نجاة طائرتين بإعجوبة |
Bugün erken saatlerde iki uçağı düşüren ve Beyaz Saray'a saldıran aynı teröristler kitle imha silahını ele geçirmeye çalışıyorlar. | Open Subtitles | نفس الإرهابيين الذين قاموا بإسقاط طائرتين باكراً من هذا اليوم وهاجموا "البيت الأبيض" يحاولون الحصول على سلاحٌ للدمار الشامل |
Hayır,Dubaku iki uçağı düşürdü. İnsan kayıplarından endişe etmiyor. | Open Subtitles | -لا، (دوباكو) قد أسقط طائرتين بالفعل |
Dubaku şehrin dışında iki uçağı düşürmüş. | Open Subtitles | (دوباكو) أسقط طائرتين على حافة العاصمة |
Tanıklar iki uçağın bombalanmasından... sorumlu olduğunu kanıtlayabilirler. | Open Subtitles | الشهود لديهم ادلة تدينك بتفجير طائرتين فى السنة الماضية |
11 Eylül saat 11:43'te, Ohio, Cincinatti'deki yerel bir televizyon kanalı olan WCPO, iki uçağın, bir bomba ihbarından dolayı, Cleveland Hopkins Hava Limanı'na iniş yaptığını bildirdi. | Open Subtitles | الساعة 11: 43 صباح 11 سبتمبر, على شاشة دبليو سى بى أو محطة تلفزيون محلية فى سينسيناتى، أوهايو ذكرت تقريرا بأن طائرتين هبطتا فى مطارِ كليفيلند هوبكنز بسبب تهديد قنبلة |
Albuquerque'nin doğu yakasında kaza yapan uçağın .muhtemelen iki uçağın kaza yaptığına dair bir rapor ulaştı. | Open Subtitles | عمّا يبدو وكأنّه حادثة إصطدام طائرة على الأرجح بين طائرتين (في الجناح الشرقي لـ(ألبوكورك |