"Gündüzleri, yasal olduğu sürece canım ne isterse onu yapıyorum." | Open Subtitles | في وقت النهار , أنا حُرّ بأن أفعل ما أرغب به طالما كان الامر غير مخالف للقانون |
Karşısındaki engel her ne olursa olsun, yardıma ihtiyacı olan insanlar olduğu sürece, dinlenmeyecek tek bir kişi vardı: | Open Subtitles | مهما كانت العقبات طالما كان هنالك أناس يبكون طالبين النجدة كان هناك رجل واحد لن يرتاح |
Karşısındaki engel ne olursa olsun... Yardıma ihtiyacı olan insanlar olduğu sürece, Duraksamayacak tek bir kişi var: | Open Subtitles | مهما كانت العقبات طالما كان هنالك أناس يبكون طالبين النجدة |
Karşısındaki engel her ne olursa olsun, yardıma ihtiyacı olan insanlar olduğu sürece, dinlenmeyecek tek bir kişi vardı: | Open Subtitles | مهما كانت العقبات طالما كان هنالك أناس يبكون طالبين النجدة |
Kalp monitörünü korumaya takmış, bu şekilde kimse Gideon'ın kaybolduğunu, koruma öğrenene kadar öğrenememiş ki, bu da uzun sürmemiş. | Open Subtitles | ...ضع مقياس نبض القلب على الأرض ولن يعرف أحد أن جديون مفقود،على الأقل طالما كان الحارس ميتًا،والذي لم يكن لمدة طويلة |
Siyah olduğu sürece istediğiniz rengi seçebilirdiniz. | Open Subtitles | ومن الممكن أن تحصل على أيّ لون طالما كان لونها أسود |
Öyle bile olsa, bu düşmanların mallarına el konulmayacaktır mücadeleleri barışçıl olduğu sürece kölelerine dokunulmayacaktır. | Open Subtitles | و حتي حينها، ممتلكات هؤلاء الأعداء لن تستباح و لن يعتدي علي شخصهم طالما كان تعارضهم سلمي |
Derdi ki, bir deste kartım olduğu sürece asla sıkılmazmışım. | Open Subtitles | وقال انه طالما كان على سطح السفينة من البطاقات،يهمني ان تكون لا اشعر بالملل |
Boston'da olduğu sürece Sully'ye ulaşamayacağımız biliyorduk. | Open Subtitles | كنا نعلم بأننا لن نقبض على سلي طالما كان في بوسطون. |
Boston'da olduğu sürece Sully'ye ulaşamayacağımız biliyorduk. | Open Subtitles | كنا نعلم بأننا لن نقبض على سلي طالما كان في بوسطون. |
Evet. İhtiyaç olduğu sürece buradayım. | Open Subtitles | أجل، سأكون متوفراً طالما كان ضروري. |
İnanç, güven ve peri tozu olduğu sürece kazanamazsın! | Open Subtitles | ....... طالما كان هناك ايمان و ثقة و تراب متألق |
Hayatta olduğu sürece o bir tehdit. | Open Subtitles | طالما كان حياً ، فإنه يشكل تهديدا |
İnsanlar olduğu sürece asla barış olmaz. | Open Subtitles | طالما كان هناك بشر . لايوجد سلام |
Brian elinizde olduğu sürece James'i yönlendirmek kolay olur. | Open Subtitles | طالما كان (براين) تحت وصايتك فسيكون سهل التلاعب بـ (جيمس) |
Zalman. Ve o hayatta olduğu sürece Dahl için bir tehditti. | Open Subtitles | (زلمان)، طالما كان حيّاً فهو يشكّل تهديداً على (دول) |
Yetiştiren başkası olduğu sürece tabii. | Open Subtitles | طالما كان هناك شخص آخر يربيهم |
# Bir balon rehberimiz olduğu sürece # | Open Subtitles | طالما كان معنا مرشدة المنطاد |
Edward Meechum özel görevde olduğu sürece. | Open Subtitles | طالما كان (إدوارد ميشم) مدرج بخطتي الأمنية |
Kalp monitörünü korumaya takmış, bu şekilde kimse Gideon'ın kaybolduğunu, koruma öğrenene kadar öğrenememiş ki, bu da uzun sürmemiş. | Open Subtitles | ...ضع مقياس نبض القلب على الأرض ولن يعرف أحد أن جديون مفقود،على الأقل طالما كان الحارس ميتًا،والذي لم يكن لمدة طويلة |