Elbette, fotoğrafları ona gösterdim. | Open Subtitles | طبعاًً , عرضت عليها الصوره |
- Elbette. Çorabım da burdaymış. | Open Subtitles | طبعاًً , هاهو جوربي |
Elbette. Ne istersen. | Open Subtitles | طبعاًً , كل ما تريديه |
Elbette. Neden olmasın. | Open Subtitles | طبعاًً , لم لا؟ |
Elbette, kimin? | Open Subtitles | حسنٌ , طبعاًً , من صاحبه؟ |
Elbette, neden olmasın? | Open Subtitles | طبعاًً ، لم لا؟ |
Bundan dolayı Elbette çok şaşırdım. | Open Subtitles | هذا فاجأني طبعاًً |
Evet, Elbette. Nedir? | Open Subtitles | نعم، طبعاًً , ماهي؟ |
- Dinle, senden bir iyilik isteyeceğim. - Elbette. | Open Subtitles | {\pos(192,220)} اسمع ثمة خدمة لأطلبها - طبعاًً - |
Elbette. De bakalım. | Open Subtitles | طبعاًً , أفصح عنه |
Aa Elbette ki Gerald'ın onu elinde tutmasına çok şaşırmıştım. | Open Subtitles | خصوصاً في فيلم معين , الذي... لكن طبعاًً , فوجئت بأن (جيرالد) أبقاها في العمل |
- Elbette hayır. | Open Subtitles | لا، طبعاًً , لا - فلم - |
Elbette öyle diyecek. | Open Subtitles | طبعاًً فعل ذلك |
Elbette. | Open Subtitles | طبعاًً |
- Elbette. | Open Subtitles | طبعاًً |
- Elbette. | Open Subtitles | طبعاًً |
Elbette. | Open Subtitles | طبعاًً |
Elbette. | Open Subtitles | طبعاًً |
Elbette size saygı duyuyorum. | Open Subtitles | طبعاًً أَحترمك |
Elbette. | Open Subtitles | طبعاًً |