Ama doktor benim ve onun için iyi olanı yapmalıyım. | Open Subtitles | ولكنني طبيبه المعالج، وعليّ أن أفعل ما أراه في صالحه |
doktor olmam bunu cevaplar sanırım. Şimdi lütfen işime geri dönmeliyim. | Open Subtitles | يظن أنها طبيبه و جائها طلب أرجوك إتركنى أعود إلى العمل |
Endişelenmiyorum. Daha çok gitmediği için. Biliyorsun, artık doktoru benim. | Open Subtitles | لن اقلق بهذا الشأن لإنه لن يذهب أنا طبيبه الآن |
Ama ben aynı zamanda onun doktoruyum ve doktoru yalan söylemeyecek. | Open Subtitles | , لكنني طبيبه في نفس الوقت و طبيبه لن يكذب عليه |
Ben bir doktorum, kameraman değil, ve sizi ameliyat için hazırlamalıyım. | Open Subtitles | أنا طبيبه ولست مسجلت فيديو وعلي ان أجهزك لما قبل العملية |
Doktoruyla görüşüp bazı testler yapmasını isteyeceğim. | Open Subtitles | سأقوم باستدعاء طبيبه لإجراء بعض الاختبارات |
Son birkaç aydır, Eliot bir doktor olarak kişiliğini buldu. | Open Subtitles | علي مدي الاشهر السابقه اليوت اصبحت طبيبه معتمده علي نفسها. |
Biliyor musun, burada 40 yaşında doktor olan bir kadın var. | Open Subtitles | أتعلم , هناك إمرأه هنا أصبحت طبيبه للتو و عمرها 40. |
Söylediklerimi sorgulayacak bir doktor değil, iyi bir hemşire istiyorum. | Open Subtitles | حسناً، أنا أحتاج إلى ممرضه عليا ليست طبيبه ستتجادل معي في كل تشخيص لديّ |
Gerçek şu ki, Lucy doktor olmak istiyor. | Open Subtitles | في الحقيقة، لوسي لوسي تريد ان تصبح طبيبه |
Hastan onunla ilgilenen doktor bir bıçağı prize soktuğu için hastanede yatarken öldü. | Open Subtitles | لقد توفي بينما طبيبه المقيم راقد في سرير المشفى لأنه غرز سكيناً في مأخذ الكهرباء |
doktoru karşı geldi ancak onunla konuşmak için mahkeme izni alıyoruz. | Open Subtitles | لقد حصلنا على أمر من المحكمة بالكلام معه رغم اعتراضات طبيبه |
Bıçaklama olayın yüzünden hala zayıf ve doktoru dinlenmeye ihtiyacı olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | لا يزال ضعيفاً بعد حادثة الطعن ويقول طبيبه أنه بحاجة إلى الراحة |
- Hayır ölmeyecek. Yanında duran o adam onun doktoru. | Open Subtitles | لا، لن يموت ذلك الرجل الذي بجانبه إنه طبيبه |
çünkü ben insanlara yardım etmek için bu işi seçen gerçek bir doktorum. | Open Subtitles | لأني انا طبيبه حقيقية التي اختارت هذا العمل لمساعدتة الناس |
Ben Hillary'nin doktoruyum ve Hillary'nin telefonu artık bende. | Open Subtitles | هيه، ايتها الفتاه الانتهازيه، انا طبيبه هيلاري ولدي هاتف هيلاري الآن |
VIP Doktoruyla şehri terk etti. | Open Subtitles | الشخضية المهمة حاليا على الطريق إلى المدينة مع حضور طبيبه |
Acısını dindirmek için, doktorunun tavsiye ettiği küçük bir ilaç içti... | Open Subtitles | لتخفيف آلامه، تناول حبّة بيضاء أوصى بها طبيبه |
doktorunu arayabilirsen, telefonda bir reçete alırız. | Open Subtitles | إذا لم تعطنى رقم طبيبه الخاص لأخذ وصف الدواء |
Onu doktoruna geri götürün. Birkaç test yapsın. | Open Subtitles | خذه الى طبيبه الخاص و اجعله يجري له بعض الفحوص |
Sen doktorsun, ayrıcalıklarını kullan, ne yapabiliyorsan yap. | Open Subtitles | أنتي طبيبه ولكِ إمتيازات خاصه تفعلين ماتستطعين |
O ölmeden önce babam doktora işaretlerle "İnsanlar harika!" diye söyledi. | Open Subtitles | عندما كان أبي على وشك الموت استدعى طبيبه وقال . . |
doktorun hastası hakkında oldukça kötü sözleri varmış. | Open Subtitles | قال الطبيب كلمات منتقاة بعناية عن طبيبه. |
Hususi hekimi Dr. Vezza'dan yeminli bir ifade var elimde. | Open Subtitles | أنا عندي تقرير طبي من دكتور فيزا طبيبه الشخصي |
Oxford'daki yıllarını severdi. Çok iyi bir bilim insanı ve mükemmel bir doktordu. | Open Subtitles | كانت عالمه جيده و طبيبه من الدرجه الاولى |
Hastanın sigortası var, siz de onun doktorusunuz. Artık hayatını kurtarabilirsiniz. | Open Subtitles | طبيبه وأنت حياته تنقذ أن ويمكنك |