"طبيعى" - ترجمة من عربي إلى تركي

• normal
• doğal
• doğaya
• doğaldır
• normalmiş
• normaldir
• anormal
• normalim
• doğaldı

- Her şeyin normal olduğunu söylediler. - Diğer her şeyin normal.
إنهم يقولون أن كل شئ طبيعى فى كل شئ آخر ، نعم

Tüm sistemleri kontrol ettim, her şey yolunda. Radar normal.
لقد أجريت فحص للنظام والرادار أكد أن كل شئ طبيعى

Ailem bir psikiyatrı hazır bekletiyor, bu ne kadar normal olabilir ki?
عائلتي لديها طبيباً لأمراض العقل تحت الطلب كيف يكون هذا طبيعى ؟

Bugün gördüğümüzden çok daha yavaş olan milyonlarca yıl önce gerçekleşmiş bir doğal asitleşme vardı.
الأن كان هناك حادثة تحمض طبيعى منذ ملايين السنين، كان أبطأ بكثير مما نراه اليوم.

İngiltere Bankası ile olan ilişkilerim "doğal olarak bahis oynamamı engelliyor ancak bu kulübün bir üyesi olarak ve bu şartlar altında, varım.
إنتمائى إلى مصرف إنكلترا يمنعنى بشكل طبيعى من المراهنة و لكن كعضو فى هذا النادى قد أتمكن من ذلك, فى ظل ظروف خاصة جداً

Senin bana, onun normal olmadığını mı söylemeni istiyordum! ?
هل أنتظر منكِ أن تقولى لى بأنه غير طبيعى ؟

Bebek sağlıklı, herşey normal, fakat tansiyon umduğumdan az yüksek.
الطفل بصحة جيدة ونبضه طبيعى ولكن ضغط دمك عالى قليلا

normal bir adam, deliye dönmeden onunla yaşayamaz.
لا يستطيع أى شخص طبيعى أن يحيا معها بدون أن يصيبه الجنون

- Belki de çocukluk dönemi...kendisi altı yaşından beri dışarı çıktığını söylüyor - ...neredeyse anormal derecede normal, boş bir geçmişi var.
ربما ينبغى أن أقول الطفولة ، لأنها تقول أنها كانت تخرج حين كانت فى السادسة تقريباً تاريخ فارغ و غير طبيعى

Güzel, normal ve huzurlu bir hayatımız olurdu.
سوف يمكننا التعايش بشكل لطيف و طبيعى و سلمى

Pekala, elimizde olan şey yada görünen şey her neyse, normal bir takım iç organlar.
حسنا ,باى حال , ما لدينا هنا هو الظاهر لنا نظام طبيعى للاعضاء الداخلية

Bence bunu, sadece kısa bir süre için kendini tekrar normal hissetmek için yapmıştı.
أعتقد أنه فعل ذلك فقط ليشعر انه طبيعى مره أخرى حتى و لو لفتره قصيره

İnsan dışı bir kuvveti ve su altında nefes alma kabiliyeti olan birinden de normal yaşaması beklenemezdi.
طبيعى بالقدر المحتمل لرجل يحمل هذه الجينات المتطورة و القدرة على التنفس تحت الماء

Onun içtiğinden içersen normal.
عندما تتناولين ما تناوله من أدوية .. يكون الأمر طبيعى

Gün be gün bu güneş ışığı, şey, bir şekilde doğal gelmiyor.
فالشمس تستطع هنا كل يوم يبدو هذا غير طبيعى لنا.

Çok basit. Sadece şu küçük mikrofona doğal ses tonumuzla konuşacağız.
إن الأمر غاية فى البساطة ، لن يكون علينا سوى التحدث فى الميكروفون الصغير بصوت طبيعى

Bu çok doğal. Jürinin bunu çok sevimli bulacağından eminim.
هذا طبيعى الى حد ما بالتأكيد هيئة المحلفين سوف تجد هذا محببا

doğal olarak. Başının üstünde sağlam bir çatı ve cebinde İngiliz pasaportu vardı.
طبيعى ، كان هناك سقف صلب فوق رأسها و جواز سفر بريطانى

Evet? Bunu yapmak doğal bir şey gibi gelmişti ama o geri çekildi.
كان يبدو أنه شئ طبيعى أفعله و لكنه سحب بنفسه بعيداً

60'lık ihtiyarların Pazar günü fahişe ve rahip kılığına girmeleri... doğaya aykırı hatta yanlış görünüyor.
الأمر غير طبيعى حتى بالنسبة لعجائز فى ال 60 أن يرتدوا مثل الكهنة فى بعد ظهر يوم الأحد

O zamandan beri, gayet doğaldır ki, annen onu rahatlatmam için bana geliyor.
أمك , أعطتنى هذه المهمه لقلقها وهذا طبيعى

Ve hayatında her şey normalmiş gibi devam etti.
وعلى ذلك استمر فى حياته وكأن كل شىء يسير بشكل طبيعى.

Kültürlü insanlar arasında bu normaldir.
انه شئ طبيعى فى حياة الاشخاص المتطورين

Frank Drebin, Polis Birliği. - Bu anormal değil mi?
أنا فرانك دربين من الشرطة أليس هذا غير طبيعى ؟

Ben oslo'ya giden bir volvo kadar normalim.
أنا طبيعى كسيارة الفولو فى طريق أوسلو الواسع

Ne kadar doğaldı! Çok duygulandım. Sen ne düşünüyorsun, Driscoll?
إنه طبيعى جداً ما رأيك فالحوار له نكهة الأن؟