Yürüyen birine bakmak benim için normal bi tepki. | Open Subtitles | انه رد فعل جميل طبيعي بالنسبة لي عندما أنظر إلى شخص يمر بالجوار |
Kıçım biraz acıyor, ama bu benim için normal. | Open Subtitles | مؤخرتي توجعني قليلاً، لكن هذا طبيعي بالنسبة لي |
Ama benim için normal değil. | Open Subtitles | أنَّ هذا شيء طبيعي بالنسبة لكَ. لكنهُ ليس كذلك معيّ. |
Bu benim için doğal. Ben ve arkadaşlarım, onlara kolayca bağlanabilirim. | TED | هذا طبيعي بالنسبة لي. أنا وأصدقائي, أستطيع أن أتواصل معهم بسهولة. |
Bu bir roket için doğal olmayan bir eylem. | TED | وهو تصرف غير طبيعي بالنسبة لصاروخ هجومي. |
Bir eyalet başkanıyla görüşmeniz çok acayip oluyor, soruyorsunuz: "en değerli doğal kaynağınız ne?" | TED | من المدهش أنك حينما تلتقي برئيس دولة، وتقول، "ما هو أثمن مورد طبيعي بالنسبة لك؟" |
Bir devlet başkanı ile tanıştığınızda ve ona "Sizin en değerli doğal kaynağınız nedir" diye sorduğunuzda ilk olarak "çocuklar" dememeleri çok ilginçtir. | TED | إنه لأمر مدهش ، عندما تلتقي رئيس دولة و تقول : "ما هو أثمن مورد طبيعي بالنسبة لك؟" -- لن يقول الأطفال في البداية. |
Bu çoğu erkek için normal bir şey. | Open Subtitles | هذا طبيعي بالنسبة لكثير من رجالنا |
Bu senin için normal mi? | Open Subtitles | أهذا طبيعي بالنسبة لك؟ |
Bir karıncayiyen için normal olabilir. | Open Subtitles | طبيعي بالنسبة لآكل النمل |
Çünkü bu bir erkek için doğal değil, sorun olan bu. | Open Subtitles | لأنه غير طبيعي بالنسبة لذكر، هذا هو العيب |
- Kişisel çıkar insanlar için doğal. | Open Subtitles | الاهتمام بالنفس أمر طبيعي بالنسبة لهم |