| Biraz eski moda olabilirsin ama özel bir şeyler var sende. | Open Subtitles | ربما تكونين طراز قديم نوعا ما لكن هناك شىء مميز بك. |
| Ya gözlükleri, çok eski moda. | Open Subtitles | و ماذا بشأن تلك النظارة؟ إنها من طراز قديم جداً |
| Adam bir centilmen, eski moda. | Open Subtitles | يُعد الرجل لطيفاً وصاحب طراز قديم |
| bana eski kafalı diyebilirisin... fakat başka birini sevdiğinde... onların her istediklerini vermek için... yeterince cömert olabileceğine inanıyorum. | Open Subtitles | سميني ذو طراز قديم لكن عندما تَحبُّ شخص ما... أَعتقدُ بأنّك يَجِبُ أَنْ تَكُونَ غير أناني بما فيه الكفاية |
| Böyle modern lafları boş verin, ben eski kafalı bir kediyim. | Open Subtitles | توقفوا عن هذا الكلام العصري أنا قطة من طراز قديم |
| Arabanın yeni bir model mi, yüksek kalitede mi ya da daha eski bir model mi olduğunu hatırlayabiliyor musun? | Open Subtitles | السيارة... هل تتذكرين اذا كانت حديثة الطراز او راقية او ذات طراز قديم ؟ |
| 1940'lar, eski model göz. Nişangah yok. | Open Subtitles | أقول طراز قديم الشكل يعود للاربعينات وليس مرمى |
| Bu eski moda bir, barmen. | Open Subtitles | هذا ساقى طراز قديم |
| Biraz eski moda. Ama doğru. | Open Subtitles | يبدو من طراز قديم. |
| Bir de benim eski moda olduğumu söyler. | Open Subtitles | وهو يعتقد أنّني طراز قديم. |
| Bir de benim eski moda olduğumu söyler. | Open Subtitles | وهو يعتقد أنّني طراز قديم. |
| Bir iyi eski moda acele. | Open Subtitles | أنها فورة نشاط ذي طراز قديم. |
| Ne kadar eski moda. | Open Subtitles | ياله من طراز قديم |
| eski moda görünüyorlar. | Open Subtitles | بدت طراز قديم |
| Eh, bana eski kafalı diyebilirsin ama adil bir dövüşe inanırım. | Open Subtitles | أجل ، اطلق عليّ طراز قديم. لكنني أؤمن بالمعركة العادلة. |
| Bak, eski kafalı biri olabilirim, ama eğer "Ereksiyon donunuzu giyin" derlerse ben de giyip gelirim. | Open Subtitles | ربما اكون ذو طراز قديم ولكن الرجل قال "ارتدي سروال ضيق" فقد ارتديت سروالي الضيق |
| Bu tamamen ve her şeyiyle senin türünde eski kafalı bir adama yakışır rezillik. | Open Subtitles | كُل - ! شئ بخصوص أنك شخص طراز قديم هو شئ |
| O zaman bana eski kafalı de. - eski kafalı. | Open Subtitles | تنعتيني بـ "الطراز القديم" إذًا ـ طراز قديم |
| Burada iki araç var. Biri eski bir Chevy pikap. | Open Subtitles | لقد عثرت على سيارتين، أولاهما شاحنة (شيفي) من طراز قديم |
| eski bir Stallion. | Open Subtitles | هذا المسدس طراز قديم |
| Amerikan yapımı eski model bir sedan kullandığını düşünüyoruz. | Open Subtitles | لقد وصفناه بأنه يقود سيارة سيدان من طراز قديم |
| eski model kullanıyorsunuz ha? | Open Subtitles | نعم نعم .. انتم ايها الرفاق تتجولون بسيارة ذات طراز قديم ؟ |