Hey, çocuklar, Tayland yemeği isteyen var mı? | Open Subtitles | مهلًا, اسمعوا يا أصدقاء, أيريد أحدًا طعامًا تايلانديًا؟ |
Destek Ekibi'ne insan yemeği vermedin, değil mi? Hayır, hayır. | Open Subtitles | لم تضعي طعامًا للاحتياط, أليس كذلك؟ |
Çin yemeği istiyorum, hemde çok. | Open Subtitles | أريد طعامًا صينيًا. الكثير منه. |
Yani iyi yemekler, tüten bir ocak ve yuva rahatlığı anlamına geliyordu. | Open Subtitles | ... وهذا يعني طعامًا جيدًا، وموقدًا دافئًا وجميع وسائل الراحة المنزلية ... |
Biraz yiyecek, dergiler, kullan at telefon. | Open Subtitles | أحضرتُ طعامًا ومجلّاتًا وهاتفًا مسبق الدّفعِ. |
Yetmez... Yetmez... Daha çok, daha büyük yiyecekler lazım. | Open Subtitles | ،لا يكفي، لا يكفي .أحتاج المزيد، أحتاج طعامًا أضخم |
Cassie, açım. Çin yemeği sipariş ettin sanıyordum. | Open Subtitles | (كاسي)، إني جائعة، لقد ظننت أنكِ ستطلبين طعامًا صينيًا |
Yaptığın yemeği yediğime inanamıyorum. | Open Subtitles | -لا أصدّق بأنّي آكل طعامًا أعددتِه |
- Bazen İtalyan yemeği söylüyor musunuz? | Open Subtitles | -تطلبان طعامًا إيطاليًا أحيانًا ؟ |
Hiç Çin yemeği yapmazsın ki sen. | Open Subtitles | -لكنكِ لم تطبخي طعامًا صينيًا من قبل |
Meksika yemeği kokuyor. | Open Subtitles | أشتم طعامًا مكسيكيًا |
- Sana Thai yemeği teklif etmiştim. | Open Subtitles | وقدّمت لكِ طعامًا تايلنديًا. |
John ayda bir Çin yemeği yapar. | Open Subtitles | يطبخ (جون) طعامًا صينيًا كل شهر. |
Tayland yemeği almışsın. | Open Subtitles | -جلبتَ طعامًا تايلانديًّا . |
Tayland yemeği almışsın. | Open Subtitles | -جلبتَ طعامًا تايلانديًّا . |
Umarım güzel yemekler getirmişlerdir. | Open Subtitles | أتمنّى أنّهم يجلبون معهم طعامًا حقيقيًا. فإنّي أتضوّر جوعًا. |
Leziz yemekler yemek ve film izlemek. | Open Subtitles | نتناول طعامًا لذيذًا و نشاهد فيلمًا. |
Sanırım gerçek yemekler yapıyordu. | Open Subtitles | أعتقد أنّها كانت تطهو طعامًا حقيقيًّا |
Açık ve basit bir şekilde, konfora ihtiyacı olan insanlara yiyecek temin ediyoruz. | Open Subtitles | إنّنا ببساطة نقدم طعامًا مريحٌ، لأناسٍ يحتاجون للرّاحة. |
Eğer her abayı yaktığın adamı vampire dönüştürürsek insan ırkının soyu tükenir, böylece bizlere yiyecek yemek kalmaz. | Open Subtitles | لو حوّلنا كلّ رجل تطارحينه الغرام، فسينقرض البشر ولن نجد طعامًا. |
Hamile bir kadının yüzüne ağır kokulu yiyecekler tutulmaz. | Open Subtitles | -لا تضع طعامًا منتنًا في وجه إمرأة حبلى. |