"طعنته" - ترجمة من عربي إلى تركي

• bıçakladın
• bıçakladım
• bıçakladı
• bıçakladığın
• sapladın
• bıçakladığım
• bıçakladığında

Ne oldu, adamın altın saatini almak istedin, o da... sana karşı koydu ve onu bıçakladın.
هل كنت تحاول سرقة ساعته الذهبية ؟ وعندما حاول مقاومتك طعنته بالسكين

Sonra bir şekilde, otelde olduğunu öğrendin ve gidip onu bıçakladın.
ولكنك بطريقة ما اكتشفت انه بالفندق فذهبت و طعنته

-Baba, onu bıçakladım. -Sydney. -Mecburdum.
أبي ، لقد طعنته بنفسي كان يجب ان أفعل هذا

Kendimi korumak için onu bıçakladım ve sonra da panikledim.
الرجل كان وحشاً لقد طعنته دفاعاً عن النفس

Onu bıçakladı, o da yere düştü sonra da emin olmak için birkaç defa daha bıçakladı.
اذا هي طعنته ، ثم سقط على الأرض ثم طعنته عدة مرات أخرى بمقدار كافي حتى يفارق الحياة

-Sana bir şey söyleyeyim ufaklık, bıçakladığın adam... bu toplumun çok önemli bir üyesidir.
دعني أقول لك شيئا الرجل الذي طعنته رجل ذو مكانة مرموقة هنا

Sol göğsünün üstüne sapladın.
طعنته فوق عضلته الصدرية اليسرى

Safra renginde, gerçekten de öyleydi geçen gün bıçakladığım adamdan bulaşmıştı.
كانت مغطاة بالعصارة الصفراوية, عصارة صفرواية حرفياً, من بواب طعنته ذلك اليوم.

Onu sırtından bıçakladığında Çılgın Kral ne dedi?
ماذا قال الملك المجنون عندما طعنته غدراً؟

Onu mektup açacağı ile sırtından üç kere bıçakladın.
انت طعنته ثلاث مرات في الظهر بــفتاحت الرسالة.

Onu boğazından bıçakladın. Nasıl hayatta kalabildi ki?
طعنته في حلقه بسكين كيف يمكنه البقاء على قيد الحياة؟

Onu sevdiğine birlikte yaşlanacağınıza dair ona söz verdin ve sonra onu sırtından bıçakladın ve bir zindana attın.
أقسمتِ بأنكِ تحبيه, وبأنكم ستقضون حياتكم معاً, ومن ثم طعنته في أحشائه

Bu nedenle mi onu kasığından bıçakladın?
الهذا طعنته بين ساقيه؟

Ve sen, yine de, onu bir kez daha bıçakladın!
. و مع ذلك طعنته مرة أخرى

Ama ben oğluma verdiğim sözü tutamadım onun yerine cezasını kendim verdim. Onu bıçakladım.
ولكني نذرتُ عهدًا إلى إبني وبدلًا من أن أحصل على عقابي، لقد طعنته

Oğlum için meyve soyduğum bıçakla bıçakladım onu?
لقد طعنته بالسكين كنت أستخدمها لتقشير الفاكهة لأبني

Evet. Beni öperken bıçakladım onu.
نعم ، لقد طعنته أثناء تقبيله له

Ama onu kendimi korumak için bıçakladım.
.لكني طعنته من اجل الدفاع عن نفسي

Onu, burada, odanın ortasında bıçakladı.
لقد طعنته هنا فى منتصف الغرفة

...bacağından bıçakladı.
لقد طعنته في فخذه.

15 yıl önce bıçakladığın mı yoksa dün akşam vurduğun denizci mi?
الذي طعنته حتى الموت منذ 15 عاما أم البحار الذي ثتل ليلة البارحة؟

Yedi kere sapladın mı?
هل طعنته 7 مرات؟

Hani seninle rastlaştığımız gün üç kez bıçakladığım herif.
... في الليلة التي قابلتك فيها ... طعنته 3 مرات

Onu sırtından bıçakladığında Çılgın Kral ne dedi?
ماذا قال لك الملك المجنون ؟ عندما طعنته من الخلف ؟