Marian bu adam seni evliliğe zorladı, bıçakladı, kralı öldürmeye kalktı. | Open Subtitles | , الرجل الذي حاول قتل الملك . الرجل الذي طعنك . رغم ذلك ، أنا لن أدعم الشنق |
O çocuk seni sırtından bıçakladı. | Open Subtitles | نعم , هذا هذا الشاب طعنك في ظهرك |
Karl, seni gözünü kırpmadan bıçaklayan, | Open Subtitles | كارل ، الشخص الذي طعنك في موقف الاستراحة |
Tamam, bir bıçak alıp, seni bıçaklamaya başlar. | Open Subtitles | حسنا , لقد ذهبت للمطبخ و احضرت سكين و بدأت فى طعنك |
Gerçekten sana saplamak istemedim. | Open Subtitles | . أنا حقاً لم أقصد طعنك أنت |
Ve eğer seni vurursa, bıçaklarsa ya da bol bol kanını akıtırsa taksi çağır, çünkü kıçını kaldırıp buraya geri dönemezsin. | Open Subtitles | واذا اطلق عليك النار او طعنك فلاتنزف بغزارة فلتستدعى الشرطة لاننا لن نرجع الى هنا مرة اخرى شكرا يا رجال |
Julian seni bıçakladıktan sonra Nora da Stefan'ı bıçakladı ve onu henüz geri getiremedim. | Open Subtitles | بعدما طعنك (جوليان)، قامت (نورا) بطعن (ستيفان) ولم أتمكَّن من إعادته بعد. |
Cadılar bayramında birisi seni bacağından mı bıçakladı? | Open Subtitles | هل طعنك أحد في ركبتك في الهالوين ؟ |
- Biri seni bıçakladı mı? - Bir güvenlik görevlisiydi. | Open Subtitles | إذاً شخص ما طعنك ؟ |
Herif seni bıçakladı, neredeyse öldürüyordu. | Open Subtitles | طعنك الرجل، كاد يقتلك |
Julian seni bıçakladıktan sonra Nora da Stefan'ı bıçakladı ve onu henüz geri getiremedim. | Open Subtitles | {\pos(190,220)} بعدما طعنك (جوليان)، قامت (نورا) بطعن (ستيفان) ولم أتمكَّن من إعادته بعد. |
İyi haberse seni bıçaklayan adamla evlenmek zorunda değilsin. | Open Subtitles | لكن الأخبار الجيدة أنكِ ليس من الضروري . أن تتزوجي الرجل الذي طعنك وماذا سيحدث ؟ |
Annemden söz ediyoruz, duşta adam bıçaklayan sapıktan değil! | Open Subtitles | إنه أمي تلك التي تتحدثين عنها و ليس شخص لعين في أتيكا... . طعنك في الحمام... |
Seni bıçaklayan adamı hallettim. | Open Subtitles | نلت من الشخص الذي طعنك |
Seni bıçaklamaya karar verdiklerinde kaçamaman için, onlar seni yakınlarında tutmak isterler. | Open Subtitles | كل ما يريدونه ان تبقي قريبه جداً حتى لا يمكنك الهرب حينما يقررون طعنك |
10 dakika daha geçse seni vurmaya ya da bıçaklamaya çalıştığım her an için pişman olacaktım. | Open Subtitles | لأنّي بعد 10 دقائق أخرى برفقتك كنت قد أبدأ في الندم على كلّ الأوقات التي حاولت فيها إرداءك أو طعنك. |
Sadece şimdi yapacağın ciğerini bıçaklamaya engel olur. | Open Subtitles | الشئ الوحيد الذي يمكن لهذا الذراع إيذائك به... أنه يعوقك في طعنك للرئة |
Ama yine de sana saplamak istedim. | Open Subtitles | ولكنني أردت طعنك |
Seni vurursa, bıçaklarsa ya da bir şekilde kanını oluk gibi akıtırsa bir taksi çağır çünkü bu arabaya binemezsin. | Open Subtitles | واذا اطلق عليك النار او طعنك فلاتنزف بغزارة فلتستدعى الشرطة لاننا لن نرجع الى هنا مرة اخرى |
Eğer bıçağı varsa sen daha silahını çekip ateş edemeden seni haklar. | Open Subtitles | إذا كان لديه سكين، فيمكنه طعنك قبل أن تسحب سلاحك وتطلق النار. |
Bıçaklandın, sonra da işe geri döndün. | Open Subtitles | اذا,لقد تم طعنك.و الان انتى تعودين للعمل. |