ÖIdükten sonra, biri onu bıçakladı yatağına koydu, cinayet gibi göstermek istedi. | Open Subtitles | بعد أن ماتت, شخص ما طعنها وضعها بفراشك, محاولاً أن يجعلها تبدو كجريمة قتل |
Daha önceki genç bir kurbanını ise 46 kez bıçakladı. | Open Subtitles | الضحية السابقة الاصغر عمرا امضى وقتا اطول معها و طعنها 46 مرة |
Hayır, hamile inekti. Hamile ineği kalbinden bıçakladı. | Open Subtitles | كلا، لقد كانت بقرة صغيرة، و قد طعنها في قلبها. |
Karısının kendisini aldattığını sanmış ve kadını 38 defa bıçaklamış. | Open Subtitles | إعتقد أن زوجته كانت تخونه طعنها 38 مرة بسكينة مقوسة |
Birkaç ay önce 12 yaşında küçük bir kız gözlerimin önünde bıçaklandı. | Open Subtitles | قبل بضعة أشهر كانت هنالك فتاة بعمر 12 عاماً تمّ طعنها أمامي |
O yaz kaniş ırkı bir köpek bıçakladı diye annemi götürmüşlerdi. | Open Subtitles | في ذلك الصيف تمّ حبس والدتي بسبب طعنها لكلب |
Mutfağa giderek, koca bir bıçak aldı. Geri döndü ve kız kardeşini bıçakladı. | Open Subtitles | بينما أخته وخليلها يُمارسان الغرام، ثمّ دخل خلسةً، أخذ سكّين جزّارٍ كبيرة، إلتفتت، وثمّ طعنها! |
Evet, göğsünden bıçakladı. Bana çok yakın biriydi. | Open Subtitles | نعم ، طعنها في الصدر لقد كانت مقربة إلي |
- Sonra Maxine onu bıçakladı. - Kanaması var. | Open Subtitles | . ثم بعد ذلك ماكسين طعنها - . أنها تنزف - |
Problemli çocuk. Onu 53 kere bıçakladı. | Open Subtitles | فوضى يا فتى، طعنها 53 مرة. |
Yani diyorsun ki, kızın babası öfkelenmiş kadına orkide fırlatmış, sonra onu bıçaklamış, sonra da ev şezlonguna tıkmış. | Open Subtitles | اذا أنت تعتقد أن والد العروس غضب فرمى عليها الأزهار ثم طعنها ثم أدخلها الى سرير التسمير ؟ |
- Tek kurban ama onu boğup bıçaklamış. | Open Subtitles | ضحية واحدة فقط، لكنه قام بخنقها ثم طعنها. |
Şüphelinin kendisinden yaşça büyük diğer çocuğu timsah seyretmek üzere bir göl kenarına çekmiş ve yalnız kaldıkları anda da üzerindeki eşyaları alıp onu defalarca bıçaklamış olabileceği bildiriyor. | Open Subtitles | يحتجزون مشتبهاً به في الـ15 من عمره رهن الاعتقال نسمع بأن المشتبه أغرى الفتى الأكبر إلى بركة الماء لمشاهدة القواطير و لكن حالما كانا وحديهما، تمّ نهب الضحيّة و طعنها مراراً |
Ruh hançeri ile bıçaklandı. | Open Subtitles | .. لقد تم طعنها بخنجر الروح |
Dört yıl önce, polis katilin bıçaklarken elinin kaydığını belirledi. | Open Subtitles | قبل أربع سنوات إستطاعت الشرطة تقرير أن ذراع القاتل إنزلقت من مقبض السكينة عندما طعنها |
Sırtından bıçaklandığı yetmemiş gibi ölümünde bile saygısızlığa uğradı. | Open Subtitles | ليس فقط طعنها بسكينفيالخلف.. ولكن في موتها حتى، تم تدنيس ذكراها |
1989'da boğulmuş bir kurban var ilk cesedin bulunduğu yerden 16 kilometre öteye atılmış tek yanlış tecavüz edilip bıçaklanması. | Open Subtitles | لدى ضحية خنق عام 1989 تم ألقائها على بعد 10 اميال من مكان ايجاد الجثة بأختلاف انه تم اغتصابها و طعنها |
29 Ekim 2013' te sabaha karşı bıçaklanarak öldürüldü. | TED | وقد تم طعنها حتى الموت في الساعات الأولى من صباح 29 أكتوبر 2013. |
Hayır, onu bıçakladığını sanmıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أعتقد بأنه طعنها حتى الموت .. كلا |
Walter Blount'un kız kardeşi tecavüz edilip, bıçaklanmıştı. | Open Subtitles | شقيقة ( والتر بلانت ) تم الإعتداء عليها و طعنها |
Jo-ssi'yi öldürmek için buraya çağırdı, defalarca bıçakladıktan sonra çuvala koyup eve götürdü. | Open Subtitles | إذًا لقد استدعى السيدة جوو إلى هُنا لقتلها وبعدَ طعنها بشكل مُتكرر، |
Belki gerçekten benim bıçakladığımı sandı. | Open Subtitles | ربما انها تعتقد حقا أود أن طعنها. |