çocuklarını sürekli pohpohlayanlar üstün narsisizme neden olabilirler. | TED | فالوالدان اللذان ينجبان طفلهما ليدللاه ويرفعاه يقومان بتعزيز النرجسبة المتعالية. |
Anlaşılan, çocuklarını hayal kırıklığına uğratmak her ana baba için tam bir felaket. | Open Subtitles | يبدو أن لعنة كل من الوالدين تخيب ظن طفلهما |
Ve çocuklarını aramaya çıkmışlar. Yarım saat kadar sonra oğlanı bulmuşlar. | Open Subtitles | وذهبا يبحثان عن طفلهما وبعد حوالي نصف ساعة، وجداه |
bebeklerini evlat edinmek istediğimiz çiftle buluşmak için söz vermiştim Cathy'ye. | Open Subtitles | وعدتّ كاثي بأن أقابل هاذين الزوجين الذين نفكر بأن نتبنى طفلهما |
Çin'de bir çift o oyunu o kadar uzun süre oynamış ki bebeklerini ihmal etmişler, o da susuzluktan ölmüş. | Open Subtitles | زوجان في الصين يلعبان هذه اللعبة كثيراً وأهملا طفلهما حتى مات من الجفاف |
Loving'lere, çocuklarının doğumu için eve dönmelerinde yanlışlıkla bir sakınca olmadığını söyledim. | Open Subtitles | لقد أخبرتُ بشكل خاطئ عائلة "لفنغ" أنه لا بأس من أن يعودا من أجل ولادة طفلهما. |
Muhtemelen bir sonraki çocuklarının adı iPod olur, değil mi? | Open Subtitles | لعل اسم طفلهما القادم سيكون (آي بود)، صحيح؟ |
Trudy ve kocası, ilk çocuklarını bekliyor. | Open Subtitles | ترودى" و زوجها فى أنتظار طفلهما" |
Michael çocuklarını taşıması için Maggie'yi tutan çifti buldu. | Open Subtitles | تعقب (مايكل) الزوجين الذين استأجرا (ماغي) لتحمل طفلهما |
26 yaşındaki Nkosi ve kocası Samuel ilk çocuklarını bekliyorlar. | Open Subtitles | (نكوسي) 26 عاماً وزوجها (صامويل) ينتظران طفلهما الأول. |
Anders ve Karen küçük bebeklerini kaybettiler. | Open Subtitles | "أندريس" و"كارين" فقدا طفلهما الصغير |
Sen sadece Dave ve o kadın bebeklerini sana versinler diye mutlu bir aile imajı çizmek istiyorsun. | Open Subtitles | كعائلة قديمة وسعيدة لأجل (ديف) والتي لا أعلم إسمها لكي يعطونكِ طفلهما |