Beyin Cerrahı dışarıda kol gezerken benim için bir tehditken zar zor uyuyabiliyordum. | Open Subtitles | لمّا كان جرّاح الأدمغة طليقًا ويشكّل خطرًا عليّ، جافاني النوم |
O halen dışarıda bir yerde. Ve masum insanlar bunları göndermeye devam ediyor. | Open Subtitles | ما زال طليقًا يرسل فزّاعاته لأناس أبرياء. |
- Onu şimdi nasıl serbest bırakırım, büyük olasılıkla o iki kızı öldürmüş olabilir. | Open Subtitles | أنت تريد مني أن أترك الرجل 00 الذي أعتقد أنة علي الأغلب000 قتل فتاتين00 طليقًا خارج قسم البوليس ؟ |
Dünyamıza bir şey getirdik ve o şey şimdi serbest. | Open Subtitles | لقد أحضرناه إلى عالمنا. الآن أصبح حرًّا طليقًا. |
Şüpheli Oliver Saxon hâlâ kaçak ve mavi bir kamyoneti çalmış olabilir. | Open Subtitles | "أمّا المشتبه به (أولفر ساكسن) فلا يزال طليقًا ويحتمل أنّه سرق شاحنة نقل زرقاء" |
Şüpheli hala kayıp ve milli güvenliğimize açık bir şekilde tehlike teşkil ediyor. | Open Subtitles | وتآمر لارتكاب التجسس. المشتبه لازال طليقًا ويمثل خطرًا واضحًا للأمن القومي. |
Kaçabildi çünkü cinayet silahını hiç bulamadılar o hala dışarda bir yerde. | Open Subtitles | لكنه خرج لأنهم لم يعثروا على سلاح الجريمة لذا، فهو مازال حرًا طليقًا |
Bunun yerine onun katili Dört Diyar'da özgürce at koşturuyor. | Open Subtitles | وعوضًا عن ذلك، فإذا بقاتله يجوبُ الأراضي الأربع طليقًا. |
Senin zaruri demografiklerinden biri dışarıda adam öldürüyor hâlâ. | Open Subtitles | لا يزال واحد من فئتكِ التي لا غنى عنها طليقًا يقتل |
Beyin Cerrahı dışarıda kol gezerken benim için bir tehditken zar zor uyuyabiliyordum. | Open Subtitles | لمّا كان جرّاح الأدمغة طليقًا ويشكّل خطرًا عليّ، جافاني النوم |
Peki, mesele şu Bayan Florrick, endişemiz bu adamın hâlâ dışarıda olması. | Open Subtitles | سيدة فلوريك ما يقلقنا هو أن هذا الرجل ما زال طليقًا |
Onun dışarıda olduğunu bilerek hayatıma devam edemem. | Open Subtitles | لا يمكنني المضيّ في حياتي مع علمي بأنّه ما يزال طليقًا. |
O sapık etrafdayken dışarıda yalnız olmak istemezsin. | Open Subtitles | لا يجب أن تظلي بمفردك بينما ذلك المعتوه مازال طليقًا. |
Sen dışarıda başıboş dolanırken benim aklımda tek bir düşünce vardı. Seni öldürme zevkine kavuşacağım düşüncesi. | Open Subtitles | بينما كنت طليقًا منعّمًا، سكنت رأسي فكرة واحدة، أن أسعد بقتلك. |
Machin'in burada olmasıyla birlikte bir ergenin daha serbest olmasına izin veremeyiz. | Open Subtitles | فلا يمكننا السماح بترك .عامل ثمين طليقًا |
Yanlış adamı yakaladılar, bu da Gümüş Zil Katili hala serbest demek. | Open Subtitles | لقد أمسكوا بالرجل الخاطئ. ذلك يعني أنّ قاتل الأجراس الفضّية لا يزال طليقًا. |
Zamanla bunu kanıtlayacağız ve serbest kalacak. | Open Subtitles | وسوف نثبت براءته وسيكون حرًا طليقًا |
Şüpheli hâlâ kaçak. | Open Subtitles | المشتبه به لا يزال طليقًا |
Adamımız hala kaçak. | Open Subtitles | الرجل المنشود ما زال طليقًا |
Wendell öldü. Lyle'ın senin vardiyanda kaçtığın gerçeğinden bahsetmiyorum bile ve adam hala kayıp. | Open Subtitles | (وينديل) مات، ناهيك عن حقيقة هرب لايل) تحت رقابتك ولا يزال طليقًا){\pos(190,180)} |
Sana bunu yapan insan hala dışarda. | Open Subtitles | الشخص الذي فعل بكِ هذا لا يزال طليقًا |
Yanınızda duruyor." "Londra'nın en vahşi cinayetini işleyen kişi özgürce aramızda dolaşıyor." | Open Subtitles | أكثر مجرمين لندن وحشية لا يزال طليقًا |
Zengin piç elini kolunu sallaya sallaya geziyor. | Open Subtitles | -ذاك الحقير الثريّ يتجوّل طليقًا |
Kendini göğsünden vurdu ama Thawne hala ortalıkta geziyor. | Open Subtitles | أردى نفسه في صدرة وظل (ثون) حيًا طليقًا |