Ve özellikle bu balon, çünkü iki ton ağırlık taşıması gerektiğinden, devasa bir balon. | TED | وهذا البالون بذاته، لأن عليه حمل طنين من الوزن، هو بالون بالغ الضخامة. |
Bayağı kanlı olmuş. İki ton çeliğin bir adamın içine ne yapabileceğini biliyor musun? | Open Subtitles | أنتِ تعلمين ماذا يفعل طنين من الفلاذ لما بداخل الرجل؟ |
İki ton molozun altında gömülü kaldığımda adamlarım beni çıkarmak için hayatlarını riske attılar. | Open Subtitles | عندما دُفنت أسفل طنين من الأنقاض رجالي غامروا بحياتهم لإخراجي |
İki tonluk ağaç tepemize yıkılır. | Open Subtitles | سيكون لديكى طنين من الشجر الموجود بأسفل ظهرك |
Elimde değil ama senin iki tonluk bir eğlence aracı olduğun fark ettim. | Open Subtitles | أريدأنأسألك, لأنني لم أستطع منع نفسي من ملاحظة أنك طنين من التسلية |
Garajda iki tonluk bir gazete yığınının altında duruyordu. | Open Subtitles | كانت في القراج، تحت طنين من الصحف القديمة |
O şey toksikse, iki ton yengeç mahvolur. | Open Subtitles | إذا كان هذا الشيء والسامة، طنين من السلطعون ذهب سدى. |
Satılacak iki ton kokainim var. | Open Subtitles | لدي طنين من الكوكايين تحت مقعدته. |
Burada iki ton yengeç vardı. | Open Subtitles | كان هناك طنين من سرطان البحر هنا. |
Her gün iki ton tarçın kullanılıyor. | Open Subtitles | طنين من القرفة يوميا |
Üzerimize iki tonluk inşaat vinci düştü. | Open Subtitles | لقد سقطت علينا رافعة البناء طنين من الحديد علينا |
İki tonluk metalin altında kaldı. | Open Subtitles | لقد سحقت تحت طنين من الحديد. |