eğer 20 katlı bir binayı çimento ve betondan inşa etseydik süreç çimento ve 1,200 ton karbondioksit üretimi ile sonuçlanırdı. | TED | لو بنينا مبنى من عشرين طابق من الاسمنت والصلب، ستُنتج عملية التصنيع من ذلك الاسمنت 1200 طن من ثاني أكسيد الكربون. |
Günde 400 uçuş yapmıyoruz. Yüzlerce ton kargo, ilaç ve silah da taşımıyoruz. | Open Subtitles | ونحن حقا لا نقوم ب 400 رحلة أو ننقل 100 طن من البضائع |
Orada 50.000 ton çelik ve beton olmalı. Bu işe yarar mı? | Open Subtitles | هناك أكثر من 50 ألف طن من الحديد والأسمنت، ربما ينجح ذلك؟ |
Hayır işi için tonlarca para harcıyorsun ama gişeye birkaç dolar veremiyor musun? | Open Subtitles | حسناً، أنتظر لحظة أنت مستعد أن تتخلى عن طن من المال للجمعية الخيرية.. |
Ya da benimle yanacaksın ve tonlarca arsenik, cıva, sülfür de öyle. | Open Subtitles | أو ستحترق معي و كل طن من الزرنيخ و الزئبق و الكبريت |
Yapacak bir sürü işim vardı, yine de fazla şikayet etmiyordum. | Open Subtitles | كان لديّ طن من العمل لاقوم به لذا لم أشتكي كثيراً |
En iyisi kardeşimi bulmak. Hem o bize tonla para verir. | Open Subtitles | لا، دعنا نبحث عن أخي سوف يعطينا طن من الأموال |
Bunun için her sene 1,5 milyon ton plastik kullanılıyor, yani soluduğumuz havaya daha fazla zehirli gaz karışıyor. | Open Subtitles | يُستعمل 1.5 مليون طن من البلاستيك فيها كُل سنة ما يعني المزيد من الغازات السامة في الهواء الذي نتنفسَه |
Her yıl milyonlarca ton kargo gemisi bu nehir boyunca gider gelir. | Open Subtitles | كل سنة ، يتعرض ملايين طن من البضائع السفر صعودا ونزولا النهر |
Geçen hafta buraya bir ton para kazandıracak bir yol bulmuştu. | Open Subtitles | ممم.. وجد الأسبوع الماضي وسيلة يجمع له منها طن من المال |
Aslında bunu en son uçma denemelerimde kullanıyordum, ama bir ton buz taşıyabilir. | Open Subtitles | حسناً , انها تمثل اكثر محاولاتي للتحليق لكن يمكنها حمل طن من الجليد. |
Şey güneşe bir ton haşhaş atsak yanıp hepimizin kafasını güzelleştirir mi? | Open Subtitles | ان وضعت طن من المخدارات بالشمس هل يحترق ويصبح كل شخص منتشع؟ |
Tam merkezinde iki buçuk milyon ton asitle dolu bir göl var. | Open Subtitles | في مُنتصفها , بُحيرة مليئة بــ إثنين .ونصف مليون طن من الحامض |
Her yıl Dünya çapında 90 milyon ton balık avlıyoruz. | Open Subtitles | كل سنة نصطاد 90 مليون طن من السمك، أنحاء العالم |
Kendimizi alışveriş merkezlerine çekmek için tonlarca metal, cam ve plastik kullanmamız aptalca. | TED | من الغباء أن نستخدم 2 طن من الزجاج والمعدن والبلاستيك لحمل أنفسنا من البيت الى السوق. |
Ve sonunda son iki element hariç herşey tonlarca cevherden ayrıştırılmış şekilde devam ediyordu. | Open Subtitles | وهكذا استمر العمل على حتى الوقت الحاضر قد أزيلت كل شيء من طن من خام باستثناء عنصرين النهائية |
tonlarca kelebeğin var. O neden bu kadar önemli? | Open Subtitles | لديك طن من الفراشات,لماذا هي مهمة بالذات؟ |
Bu boktan tonlarca taşıyan adamlarla. | Open Subtitles | هؤلاء الناس الذين ينتقلون طن من هذا القرف. |
Arkadaşları ona içki ısmarlayan bir sürü erkek olduğunu söyledi. | Open Subtitles | الأصدقاء قالوا بأن هنالك طن من الشباب يشترون لها المشروبات. |
Evet, tonla borcu olan bir adam var düzenli bir iş geçmişi yok, evi ipotek altında. | Open Subtitles | نعم، لدى رجل لديه طن من الديون تاريخ عمل متقطع، منزله مرهون |
Ama gidip bir tonluk moloz yığınını aramanın kabalık olacağını düşündüm. | Open Subtitles | اعتقدت بأنها من الوقاحة الذهاب للتفتيش تحت ألف طن من الأنقاض |
Üstelik bir bankada, doldurman gereken Yığınla form vardır. | Open Subtitles | وأيضاً هناك طن من الأوراق والأستمارات يجب عليك أن تملأها |
5 milyar tondan fazla kömür tüketiyoruz. 30 milyar varilden fazla petrol. Bu, günde yüz milyon varil demek. | TED | نحن نستخدم ما يزيد على 5 مليارات طن من الفحم، 30 مليار وأكثر برميل من النفط. ذلك مائة مليون برميل يومياً. |