Tüm Yolculuk boyunca kimseyle konuşmadım ve kamaramda oturdum. | Open Subtitles | بقيت في مفصورتي طوال الرحلة ولم أكلم أحداً |
Bu adam tüm Yolculuk boyunca business class'in arka sirasinda oturuyordu. Hiç ayaga kalkmadi. | Open Subtitles | و هذا الرجل كان يجلس في الصف الخلفي لدرجة رجال الأعمال طوال الرحلة. |
Züppe yahudi bir avukatın yol boyunca kulağımı kemirmesi dışında. | Open Subtitles | بالطبع لم أحب اليهودي المحامي الجالس بجانبي يثرثر طوال الرحلة |
Sadece bu ıvır zıvırı yol boyunca taşımak istemedim. | Open Subtitles | لم اكن لاحمل تلك الخردة معنا طوال الرحلة |
- Tabii, tüm uçuş boyunca bira taşımakla uğraşmak istiyorsanız. | Open Subtitles | حسنا اذا كنت تريدين ان تكوني محملة بالبيرة ذهابا وايابا طوال الرحلة |
Yılanlar Gezi boyunca güvenli vaziyette kalmış olabilirlerdi. | Open Subtitles | الثعابين كان من المفترض ان تكون مؤمنة طوال الرحلة |
Kahvaltıda kendilerine yol boyu yetecek kadar yumurta yiyen kuşlar artık kuzeye gidebilirler. | Open Subtitles | الطيور تتوجه الآن نحو الشمال, مكتفين من وجبة البيض التي ستكفيهم طوال الرحلة. |
Yolculuk boyu... size ne desem diye düşündüm... emin değilim. | Open Subtitles | حسنا، لقد كنت أفكر طوال الرحلة في الذي سأقوله لك لست متأكدا تماما |
Bu adam tüm Yolculuk boyunca, business class'ın arkalarındaydı. Hiç ayağa kalkmadı. | Open Subtitles | هذا الرجل كان جالساً في مؤخّر صفّ الدرجة الٔاولى طوال الرحلة ولم ينهض |
Tüm Yolculuk boyunca orada tek başına oturmalı. | Open Subtitles | أقول أنّ ندعه يسترح هناك لوحده طوال الرحلة بأكملها |
Birileri benim yanımda oturmaktansa bütün Yolculuk boyunca tuvalette oturmayı tercih edecek. | Open Subtitles | سيفضل بعضهم الجلوس في الحمام طوال الرحلة على الجلوس بجانبي |
Tüm Yolculuk boyunca huysuz moruklar gibiydin hem de kaçırılan yabancı bir manyak yüzünden. | Open Subtitles | لقد كنت غاضب بحق الجحيم طوال الرحلة كل ذلك بسبب الغريب الغبي الذي تم إختطافه. |
Tüm Yolculuk boyunca otobüste olduğumu onaylıyorlar. | Open Subtitles | وبإمكانهم تأكيد بإنني كنت على متن الحافلة طوال الرحلة كاملةً |
Sonra bütün yol boyunca kulağının dibinde dırdır ederim. | Open Subtitles | سأظل أتكلم فى أذنك بقوة و بسرعة كبيرة طوال الرحلة |
Tüm yol boyunca heyecanlıydın, mutluydun. | Open Subtitles | حسنا ، طوال الرحلة الى هناك ، كنت متشوقاً وسعيداً |
yol boyunca birkaç kez tökezledik ama sonunda sizler bana ve adalet sistemimize inandınız | Open Subtitles | ,معاً، إصطدمنا ببعض العقبات طوال الرحلة لكن في النهاية وثقتم بي |
Tüm uçuş boyunca uyudu harika di mi ? Öyle mi? | Open Subtitles | أليس من الرائع أنها ظلت نائمة طوال الرحلة ؟ |
Evet, geçen sene New York'tan gelirken tüm uçuş boyunca zırlayan bir bebeğin yanına oturmuştum. | Open Subtitles | السنة الماضي كنت علئ رحلة قادمة من نيويورك بجانب طفل كان منزعجاً طوال الرحلة وكان الوضع لا يطاق |
Fakat uçuş boyunca telefonumu devre dışı bıraktınız. | Open Subtitles | لكنك من ناحية أخرى عطلت هاتفي طوال الرحلة |
- Hayır! Tek başına hallet. Gezi boyunca benim de tek başıma olduğum gibi. | Open Subtitles | كلا ,انتي لوحدك كما كنت كذلك طوال الرحلة |
Kızımız Gezi boyunca uyumamış herhalde. | Open Subtitles | نوماً عميقاً لا أعتقد أنها نامت طوال الرحلة |
- Hayır! Tek başına hallet. Gezi boyunca benim de tek başıma olduğum gibi. | Open Subtitles | كلا ,انتي لوحدك كما كنت كذلك طوال الرحلة |
Hapları zamanında alırsam yol boyu uyuyabileceğimi biliyordum. | Open Subtitles | لذا، عرفت أنني إذا أخذت عقاقيري بالشكل الصحيح سيصبح بإمكاني النوم طوال الرحلة |
Fazla konuşmayı sevmiyorsun. Yolculuk boyu yirmi kelimeden fazla etmedin. | Open Subtitles | أنت لا تحب أن تتكلم كثيراً ، ولم تقل أكثر من عشرون كلمة طوال الرحلة |