Yani Bütün gün mobilyaları çiğnedi bütün gece de döndü durdu. | Open Subtitles | إنّه يمضغ الأثاث طوال النهار و يدور على نفسه طوال الليل |
Bütün gün at sırtındaydım ve bu iyiydi. | Open Subtitles | لقد كنت امكث على ظهر الخيل طوال النهار و لقد كان امرا طيبا |
Bütün gün arabayla daireler çizdim ve broşürün dediğine göre: | Open Subtitles | أنا أقود طوال النهار, و لكن النشرة تقول: |
Bak, Bütün gün polislerle konuştum ve çok yorgunum. | Open Subtitles | أسمعي لقد كنت أتحدث مع الشرطة طوال النهار و أنا متعبة |
Neden ben Bütün gün para kazanmak için çalışırken siz burada oturup içiyorsunuz? | Open Subtitles | أنا أعمل طوال النهار و أنت تقضي نهارك هنا بالشراب |
Bütün gün uyuyup, gece parti yapanlardan. | Open Subtitles | ، ينامون طوال النهار و يحتفلون طوال الليل |
Bütün gün güneşin altında kavrulduk, gece yataklarımız değişiyor... | Open Subtitles | نتحمص فى الشمس طوال النهار و تتبدل الاسرى فى الليل |
Bütün gün tırnak kessen senin de ellerin yara içinde olur. | Open Subtitles | بالطبع ، حاول أن تقطع أظافرك طوال النهار و أنظر ما الذي سيحدث. |
Bütün gün çok çalışırsın ve gece oturup yıldızları seyredersin. | Open Subtitles | تعملين بكد طوال النهار و تجلسين لمشاهدة النجوم ليلا |
Bütün gün oturup gardiyan geldiğinde şaşırmış gibi davranma provası yaptım ama... | Open Subtitles | جلست و إنتظرت طوال النهار. و تمرنت على إظهار تعبير الدهشة حين يأتي إلى ضابط الأمن. |
Bütün gün fikir üret, sonra karşılığında para kazan. | Open Subtitles | سأفكر طوال النهار و ستدفع ثمنها؟ |
Bütün gün ve gece ağzıma sıçıldı ama yine de size bir böcek getirdim. | Open Subtitles | أنا تعبت, طوال النهار و طوال الليل و ما زلنا... .. العيب فيك |
Arnie çok yorgun. Bütün gün uyudu. | Open Subtitles | (آرني) مُرهق للغاية ، سينام طوال النهار و نصف الليل |