Onun da tüm hayatı boyunca kilo takıntısı olmasını istemiyorum. | Open Subtitles | ولا أريد أن يصبح لديه هوس بشأن وزنه طوال حياته |
Bu lafı birine söylemek için tüm hayatı boyunca bekliyordu. | Open Subtitles | لقد كان ينتظر طوال حياته ليقول ما قال لشخص ما |
bütün hayatı boyunca, aslında 1960'lı yılların başlarında... ...dört veya beş yaşındayken başladığı bir koleksiyoncu oldu. | TED | كان يهوى الجمع طوال حياته, بدأ من عمر 4 أو 5 سنوات في أوائل عام 1960. |
ömrü boyunca dürüstlükle, bağlılıkla hizmet etmiş hatta bir bakıma görevi başında ölmüş soylu bir babanın çocukları nasıl dileniyor bütün Petersburg görsün! | Open Subtitles | ألا فليعلم جميعُ البطرسبورغيين كيف صار إلى استجداء الأكف أولادُ أبٍ نبيل ظل طوال حياته يخدم الدولة |
İyi de bu işe el etmazsam ömür boyu sakat kalabilir. | Open Subtitles | ولكن لو لم أعالج تلك اليد عندها سيكون معاقاً طوال حياته |
Bazen bir insan bunun ne olduğunu bilmeden tüm hayatını geçirir. | Open Subtitles | كل شخص لديه هدف أحياناً يعيش أحدهم طوال حياته .من دون أن يعرف ما هو |
Babam tüm hayatı boyunca yük arabasıyla kömür taşıdı. | Open Subtitles | أبي كان يجرف الفحم من على عربة طوال حياته |
tüm hayatı boyunca çalıştı ve sonucu bu! | Open Subtitles | لقد إستطاع الحصول على هذه فقط طوال حياته |
O şeyi tüm hayatı boyunca sevecek ve hepsi benim hatam. | Open Subtitles | سوف يحب هذا الشئ طوال حياته, وهذا كله بسببي |
Bu adam hamile haldeyken seni terkeden, Lucas'ı babasız bırakan... ve Keith'e tüm hayatı boyunca berbat davranan adam değil mi? | Open Subtitles | الشخص الذي هجرك عندما كنت حامل وترك لوكاس بدون أب الشخص الذي عامل كيث بفظاعة طوال حياته ؟ |
Kuyrukluyıldız gittiğinde de, tüm hayatı boyunca ona geri dönmesini beklemiş. | Open Subtitles | رَأى الفتىُ المذنبَ، وبعدها شعر بأن لحياته معنى وعندما رحل إنتظر طوال حياته عودته |
bütün hayatı boyunca onu kardeşin Kenneth'e olanlar gibi olması için zorlayıp durdun. | Open Subtitles | لقد دفعته طوال حياته ليصحح ماحدث لاخيك كينث |
Tabii bütün hayatı boyunca alay edileceği, hor görüleceği gerçeğini saymazsak. | Open Subtitles | ماعدا انه سيهزأبه ويسخر منه وينظر من أسفل طوال حياته |
bütün hayatı boyunca ona yalan söyledim. Benim için ne düşünür? | Open Subtitles | كنتُ أكذب عليه طوال حياته فماذا سيعتقدني أكون؟ |
Burada babamın ömrü boyunca kazandığından fazla para var. | Open Subtitles | يوجد الكثير من المال في تلك الكومه أكثر مما جناه والدي طوال حياته |
Bana ömrü boyunca deniz kenarında, ...dedesinin Küba'dan göçmen olarak geldiğinde satın aldığı evde yaşamış olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قال لي أن عاش قرب البحر طوال حياته في منزل اشتراه جدّه بعد عودته من كوبا. |
Bitkilerden oluşan bahçe sınırına karşı ömür boyu savaşının bir bölümü. | Open Subtitles | إن جزء من حربه طوال حياته كان على الحدود العشبية |
Belki tüm hayatını sahne arkasında geçirdiği ve artık 50 yaşına bastığı içindir. | Open Subtitles | لربما لأنه كان خلف الستارة طوال حياته والأن بعد أن بلغ الخمسين |
Yaşlı bir adam için çalışıyordum, bir kere bana... bütün ömrünü kariyerini ve işini düşünerek geçirdiğini söyledi. | Open Subtitles | ولكني عملت مع رجل متقدم في السن أخبرني ذات مرة أنه كان يفكر طوال حياته في عمله |
hayatında becerebildiği en iyi şey nasıI olduysa, seni evlenmeye ikna etmiş olması. | Open Subtitles | الشيء الجيد الوحيد الذي فعله طوال حياته كان إقناعك بالزواج منه بطريقة ما |
Adam Bütün hayatını bu sahilde geçirdiğini kaçmak yerine burada ölmeyi tercih ettiğini söyledi. | TED | قال أنه عاش طوال حياته بالقرب من الشاطئ و أنه يفضل الموت هناك على الهروب |
Birden genç bir delikanlının oldukça kırılgan olduğunu ve düşüncesizce verilmiş cezaların hayatının geri kalanında derin izler bırakacağını farkettim. | Open Subtitles | فجأة أدركت ان صبيا صغيرا لا يزال بهذه الهشاشة سيخلّف إيقاع بعض العقوبات المتسرعة عليه ندبات قد تبقى طوال حياته |
Bush'un babası ve dedesi hayat boyu politikada olmuşlardır. | Open Subtitles | والد بوش وجده عملوا في السياسة طوال حياته المرفهة |
Tüm hayatın boyunca onlardan kaçınan birisi olarak penis hakkında fazla bilgilisin. | Open Subtitles | لابُد أنكِ تعلمين الكثير عن قضيب الرجل لشخص ما يحاول تجنبهم طوال حياته |
Ve kalan hayatı boyunca, o kuyrukluyıldızın dönmesini bekliyor. | Open Subtitles | وبعد ذلك، ينتظر طوال حياته ليرى المذنب مرة أخرى |
- Fakat bütün yaşamı boyunca kalbini dinlediğini biliyorum. | Open Subtitles | لكني اعرف شيئاً واحداً وهو انه اصغى الي قلبه طوال حياته |