Kontla evlenene kadar uzun sürmez sanıyorduk sonra adamı uzaklaştırıverdiler. | Open Subtitles | أتعلمين أننا لم نعتقد أنها ستصمد طويلاً حتى تزوجت الكونت و بعدها بالتأكيد قد تم إرسالهُ بعيداً |
Bu, o kadar uzun sürer ki, sonunda bir gölge olursun. | Open Subtitles | لقد إستغرقت وقتاً طويلاً حتى أصبح كالشبح |
Ultraviyole ışığın gözlerine zarar verecek kadar uzun yaşamadıklarından filtre evrimleştirmemişler. | Open Subtitles | لن يعيشوا طويلاً حتى يتمكن الإشعاع فوق البنفسجي أذية أعينهم، فلم يطوروا المرشح. |
Belki yeterince yaşamamışlardı ya da çok uzun zaman yaşamışlardı ama daha da uzun yaşamak istiyorlardı. | Open Subtitles | ربما لم يعيشوا طويلاً حتى الأن أَو أنهم عاشوا مدة طويلة لكنهم مازالوا يريدون حياة أطول |
bu anı çok uzun zamandır bekliyordum. | Open Subtitles | لقد انتظرت هذه اللحظة طويلاً حتى أُخفيكم |
Ve o kadar uzun süredir tuvaletteymişim ki, ayaklarım uyuşmuş, bu yüzden ayağa kalkmaya çalışınca kendi kusmuğumun üstüne düştüm. | Open Subtitles | وجلست على كرسيّ الحمام طويلاً حتى نملت قدماي، عندما حاولت الوقوف وقعت في قيئي |
Yardım için kız kardeşlerini çağırması çok uzun sürmez. | Open Subtitles | لن يدوم الأمر طويلاً حتى تتصل بأخواتِها ليُنقِذنَها |
Uygulamak çok uzun sürmese gerek. | Open Subtitles | ويبدو أنها لن تأخذ وقتاً طويلاً حتى ترى النور |
çok uzun zamandır yükselişinizi bekliyoruz. | Open Subtitles | لقد أنتظرناكِ طويلاً حتى تتحملي المسئولية. |
Hepsinin öldürülmesi çok uzun sürmemiş. | Open Subtitles | لم يستغرق الوقت طويلاً حتى قتلوا كل الذئاب |
Diş kayıtlarının gelmesi çok uzun sürer. Belki Arkady ölmemiştir. | Open Subtitles | وستأخذُ تقاريرُ الأسنانِ وقتاً طويلاً حتى تصدر |