Gizli Servis korumasına ihtiyacı olmadığını bilecek kadar uzun süredir. | Open Subtitles | فترة طويلة كافية لأعرف أنّه لا يحتاج لحماية الخدمة السريّة. |
Peki, kurşunu tespit edebileceğim kadar uzun süre hayatta kalmaya çalış. | Open Subtitles | حسناً، حاول البقاء حياً مدة طويلة كافية لمساعدتي في تتبع الطلقة |
Arkadaşlık kuracak kadar uzun kalmazlar. | Open Subtitles | انهن لايبقين مدة طويلة كافية لعمل صداقات |
Tam bir zafer diye birşeyin olmadığını bilecek kadar uzun süredir avukatlık yapıyorum. | Open Subtitles | لقد كنت محامياً لفترة طويلة كافية لكى أعرف أنه لا توجد انتصارات كاملة فى أى مكان |
Çünkü yeterince uzun zaman giyersem bir gün uyandığımda artık öyle biri olurum. | Open Subtitles | لا , لأنه ربما إن إرتديته لفترة طويلة كافية, يوم ما سأستيقظ, وسأصبح تلك الشخصية. |
Böyle konuları yabancılarla tartışmamayı öğrenecek kadar uzun. | Open Subtitles | من مدة طويلة كافية لاتعلم أن لا اناقش مثل هذه الأمور مع الغرباء |
Davan olduğunu ve olmadığını bilecek kadar müvekkillerinle seni yeteri kadar uzun süre izledim. | Open Subtitles | رأيتُكِ لفترة طويلة كافية ..مع العملاء لأعلم إذا كان معكِ قضية ؛ أم لا |
Arka yolları bilecek kadar uzun süredir burada. | Open Subtitles | تواجد هنا لفترة طويلة كافية لمعرفة الطرق الخلفية. |
Aslında o listeyi bitirebilecek kadar uzun yaşayamacaksın gibi. | Open Subtitles | ... الأمـر ليس و كأنك ستعيش مدة طويلة كافية حتى تنهي تلك القائمة بالفعل على أي حال |
- Hayır, o kadar uzun süre kalmadık. | Open Subtitles | لا، لم نكن هناك لفترة طويلة كافية |
- Tekneye binecek kadar uzun kalacağım kesin. | Open Subtitles | -حسناً,بالتأكيد فترة طويلة كافية للذهاب على متن القارب |
Evrenimiz galaksilerin şekillenip oluşması ve bunlardan gezegenlerin oluşması ve de yaşamın şekillenerek tipik olmayan bir evrende yaşadığımızı söyleyecek kadar uzun süre var oldu. | Open Subtitles | حقيقة أن أكواننا قد تواجدت لفترة طويلة كافية لتكون المجرات وتتطور وتشكل كواكب وتشكل حياة ولنا كي نتواجد يخبرنا بأننا نعيش في كون غير عادي بالمرة |
Ama neyi iyi yaptığımı bilecek kadar uzun zamandır Grid' te bulunuyorum. | Open Subtitles | لكنى موجودُ فى (الشبكة) مُنذُ مدة طويلة كافية لكى أعرفُ (الشبكة) جيداً |
Adamım, öyle bir noktaya geldi ki, artık arkadaş edinmemeye başlamıştım çünkü hepsinin adını öğrenecek kadar uzun süre kalmayacağımı biliyordum. | Open Subtitles | يا رجل ، لقد وصل الأمر إلى النقطة حينما توقفت لصناعة أصدقاء لإننى قد علمت أننى لن أكون هُناك لفترة طويلة كافية لتذكر أسماء الجميع |
İnsanların, düşündüğün gibi olmadığını görebilecek kadar uzun zamandır bizimle berabersin. | Open Subtitles | لقد كنت معنا فترة طويلة كافية لمعرفة) أنّ الناس أبداً ليسوا كما نعتقدهم |
Sahada yeterince çalışırsanız, ...sorgulama için zorluk çıkaracak olanları fark edersiniz. | Open Subtitles | أن تعمل في هذا المجال لمدة طويلة كافية فسوف تعرف الأهداف الصعبة للإستجواب |
Tamam,sanırım yeterince uzun süre kendimden bahsetmekten uzak durdum. | Open Subtitles | حسناً، إذاً أعتقد أننى تجنبت الحديث عن نفسي لمدة طويلة كافية. |
Burada yeterince çalışırsan aklına hiç gelmemiş en sapıkça şeyler bile ofiste sıradan bir gün gibi gelir. | Open Subtitles | تعمل هنا لمدّة طويلة كافية وأغرب الأشياء يمكن أن تتخيلها... مجرد يوم عادي آخر في المكتب |