"Ama beni bir hemşire olarak düşün, Sevdiğim, hoşlandığım birinden bandajları çıkarıyorum. ve uzun bir süre boyunca da bunu yapmak zorunda kalıyorum. | TED | لكن فكر بي كممرضة، أقوم بأخذ، إزالة الضمادات لكل شخص أرتحت له، وعليّ فعل ذلك مراراً لفترة طويلة من الزمن. |
ve uzun süre boyunca aklı başında olabiliyor. | Open Subtitles | و يمكن أن يكون واضحا لقترات طويلة من الزمن |
Böylesine ufak bir dava için yedi yıl çok uzun bir zaman. | Open Subtitles | سبع سنوات هي فترة طويلة من الزمن لقضية صغيرة كان لديك هناك. |
çok uzun zamandır geçmişimiz tutsağıyız. | TED | لقد كنا سجناء ماضينا لفترة طويلة من الزمن. |
Kuruma durumunda tohumların yapabildiği şey aşırı ortamlarda çok uzun süre durmak. | TED | وفي حالة البقاء جافة، ما ستفعل البذرة هو البقاء في بيئة متطرفة لفترة طويلة من الزمن. |
uzun zaman boyunca kendi değerimizi bilemedik ve diğerleri tarafından da öyle görüldük. | TED | ولمدة طويلة من الزمن قللنا من اهميتها بواسطة انفسنا وقيمنا الاخرون بأقل من قدرتنا |
Bunlar seni öldürmeyecek şeyler, daha çok seni perişan hale sokup ve daha da kötüleşmeni sağlayan ve uzun süre devam eden şeyler. | Open Subtitles | هي أشياء لا تودي بحياتك، لكنّها تجعلك بائساً بشدّة و تشعر أنّك بحالة جد مروِّعة، و هي تدوم لفترةٍ طويلة من الزمن. |
Bilirsin, Dışişleri Bakanlığı için çalıştım ve uzun zamanlar ayrı kaldığım olmuştu. | Open Subtitles | كما خدمت في وزارة الخارجيّة و غبت لفترات طويلة من الزمن |
Bu raporda, diyor ki Abu Ghraib'i yaratan çevredir, başarısız liderlik böyle bir istismarın yaşanmasına ve uzun süre boyunca daha yüksek otoritelerce duyulmadan saklı kalmasına katkıda bulunmuştur. | TED | يقول الجنرال أن البيئة هي التي خلقت أبو غريب نتيجة لتقصير القيادة و التي ساهمت في حدوث مثل هذه الإساءات، كما ساهمت في استمرارها دون اكتشافها من قِبَل السلطات العليا ولمدة طويلة من الزمن. |
demesini istemiyorum. Bu veriler gerçekten çok uzun bir zaman periyodunda toplandı. | TED | تم جمع هذه البيانات على مدى فترة طويلة من الزمن. |
Ailem çok uzun zamandır bu sorunların içinde. | TED | كانت عائلتي جزءًا من هذا الصراع لفترة طويلة من الزمن. |
uzun süre sonucunda kamuoyunu kazanabildiler. | TED | وكسبوا الرأي العام على مدى فترة طويلة من الزمن |
çok uzun zaman insanlar fen bilimini ve beşeri bilimleri birbirinden ayrı gördüler. | TED | لمدة طويلة من الزمن العلم و .. الانسانية أمران منفصلان |
Çünkü ben onunla uzun zaman aşık yaşadım. | Open Subtitles | لإني كنت واقع فى حبها لفتره طويلة من الزمن. |
Bu ödül uzun zamandır kullanımda olan bir bina için bir ödüldü. | TED | ولقد كانت الجائزة عن الاحتفال بالمبنى الذي كان في الاستخدام لفترة طويلة من الزمن. |
Bunlar, uzun bir zaman içinde evrildikleri üzere işleme ve iletişimin ekonomisidir. | TED | هذه هي اقتصاديات التصنيع، والتواصل كما تطورت على مدى فترة طويلة من الزمن. |