Çok Uzun zaman oldu, diğer insanlar ne yapıyor bilmiyorum. | Open Subtitles | لقد مر وقت طويل لا اعلم ماذا يفعل ذلك الصديق؟ |
Hareketsiz yatın. Uzun sürmez. Yerimizi bilmiyorlar. | Open Subtitles | إثبتى لن يدوم ذلك طويل لا يعرفون أننا هنا |
Ama çok Uzun zaman oldu. O olayı unutmuştur. | Open Subtitles | هذا كان منذ زمن طويل لا بد أنه نسى هذا الأمر |
- Acele et, yolumuz Uzun. | Open Subtitles | أسرع أمامنا طريق طويل,لا تقلقى,انا أعرف طريق مختصر |
Uzun bir yol geldim., Kısa bir dövüş istemiyorum. | Open Subtitles | انا اتيت من طريق طويل .لا اريد مباراة قصيرة |
- Fazla Uzun sürmez. - Hayır, Fred. Kastettiğim bu değildi. | Open Subtitles | لن تأخذ وقت طويل لا * فريد * ليس ذلك ماأقصده |
Uzun zaman önce kapatıldılar, maymuncuk olmadan giremeyiz. | Open Subtitles | لقد كانوا مهجورين لوقت طويل لا يمكنني الحصول على مفتاح رئيسي لهم |
Bu yüzden şimdi söyleyeceğim. Hatırladığımdan Uzun zamandır. | Open Subtitles | منذُ وقت طويل لا أستطيع أن أتذكره كان عملي هو التطفل على الأعراس |
Onu Uzun zamandır tanıyorum. Asla böyle birşey yapmaz. | Open Subtitles | لا يمكن هذا أنا أعرفها منذ زمن طويل لا تستطيع فعل شيء كهذا |
Grant, o kadar Uzun yalnız kaldın ki ben bunu hayal bile edemem. | Open Subtitles | أنت لوحدك منذ زمن طويل لا أستطيع أن أتخيل مدى صعوبته |
İyi adam, Uzun saçlı, ayakkabısı yok. | Open Subtitles | شابٌ لطيف, ذا شَعرٍ طويل, لا ينتعلُ حذاءاً. |
Ne olduysa Uzun bir süre önce oldu ve hayatıma devam etmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | ما حدث كان منذ وقت طويل لا بد لنا من المضي قدما |
Ama bu, Uzun zaman önceydi, şimdi asıl, vergi muhasebecisi olarak çalışıyorum. | Open Subtitles | هذا كان منذ وقت طويل لا أظن بأن هذا سيعود |
Bir gün de olsa çok Uzun. Bir saatini bile boşa harcayamaz. | Open Subtitles | حتي يوم واحد هو وقت طويل لا يجب أن تضيع من وقتها و لا ساعه |
İnan bana Uzun zamandır böyle bir hayatım yoktu, iş hayatım böyle olsaydı | Open Subtitles | اخبرك يارجـل لقد فكرت لوقت طويل لا حصل على الجنس كما يحدث الان كان يجب ان اقود سيارة فيرارى |
Uzun süreli çalışanlarım ne yapacaklarını bilmiyorlar. | Open Subtitles | طاقمي لوقت طويل لا يعرفون ما يفعلون بأنفسهم |
Hala Uzun bir yolumuz var. Muhtemelen oraya kadar taşıyamayacağız. | Open Subtitles | وما يزال أمامنا طريق طويل لا يمكننا أنْ نحمله إلى هناك |
Uzun zaman önce öğrendiğim bir şey içeride ne olup bittiğini asla bilmelerine izin verme. | Open Subtitles | شئ تعلمته قبل زمن طويل لا تُخبرهم بما يجري مِن الباطن |
Uzun bir gün yaşadım, zarar vermek istemiyorum size. | Open Subtitles | لقد كان يوم لعين و طويل لا أريد أن أؤذيك |
Buradaki Uzun saçlı aptal biri kasırganın gelmeyeceğini sanıyor. | Open Subtitles | يبدو أن هناك أحمق بشعر طويل لا يعتقد أن العاصفة حقاً قادمة |