Ve CIA'in gizli ve topluma açık kültürel diplomasi ile uzun bir geçmişi vardır. | TED | وكالة المخابرات المركزية الامريكية لديها تاريخ طويل مع كل الجهود سرية والعلنية الدبلوماسية الثقافية. |
Carter, Fritch ve hatta Hanso ile uzun uzun konuştum. | Open Subtitles | كان لي حديث طويل مع كارتر وفريتش وحتى هانزو. |
Wo Fat'in CIA ile uzun bir geçmişi var. | Open Subtitles | ووفات لديه تاريخ طويل مع الوكاله |
Ben olmasaydım sen,ağzında mikrofon olan uzun bir beyaz olacaktın. | Open Subtitles | بدونى ستكون رجل أبيض طويل مع ميكروفون فى فمه |
Ben olmasaydım sen,ağzında mikrofon olan uzun bir beyaz olacaktın. | Open Subtitles | بدونى ستكون رجل أبيض طويل مع ميكروفون فى فمه |
Ve bazen birisiyle uzun bir geçmişiniz varsa daha çok söze ihtiyacınız kalmaz. | Open Subtitles | وأحيانا لو عندك تاريخ طويل مع أحدهم لا تحتاج الكثير من الكلمات إطلاقا |
Ezra ile uzun bir geçmişimiz var. | Open Subtitles | ازرا وانا لدينا تاريخ طويل مع بعضنا |
Suriye Başkanı Esat önlerinde hala aşılması zor engeller olduğunu ama ülkesinin İsrail ile uzun bir barış sürecini başlatacağına inandığını söyledi. | Open Subtitles | وقال (الأسد) رئيس سوريا أنه تظل هناك صعوبات ولكن بلاده ولكن بلاده تتطلع لسلام دائم طويل مع إسرائيل |
Saul ile uzun sürebilecek bir yemek yiyeceğiz. | Open Subtitles | لدي عشاء طويل مع سول |
Mozzie ile uzun bir konuşma yaptım. | Open Subtitles | لقد حظيت . (بحوار طويل مع (موزي |
Mona ve Jenna ile uzun bir geçmişim var. | Open Subtitles | لديّ ماض طويل مع (مونا) و (جينا) |
Lovecraft'ın Thomas Wayne ile uzun zamandır politik çekişmeleri vardı. | Open Subtitles | (لافكرافت) لديه عداء طويل مع (توماس واين) على صفقات وسياسة ... |
Ve yıldızları gözlemleyerek uzaya bağlanmakta oldukça uzun bir geçmişi var. | TED | ولها تاريخ طويل مع اتصالها بالفضاء من خلال مراقبة النجوم. |