Büyüdüğüm zaman, bir sürü çocuğum olacak ve onlara iyi davranacağım. | Open Subtitles | عِندما أكبَر سأُنجِب أكبَر عدد من الأطفال, وسأكون طيبةً مَعَهُم. |
Çünkü o iyi birisi. Çünkü İtalyanca sınıfında berberiz. | Open Subtitles | لأنّي أرى بها طيبةً ولأنّها معي بصفّ اللغة الإيطاليّة |
Buraya ilk geldiğimde bana iyi davranmıştı. | Open Subtitles | لقد كانت طيبةً معي عندما جئتُ هنا أول مرة |
Rod, Tanrıya şükür eve geldin. | Open Subtitles | القضيب، يَشْكرُ طيبةً أنت بيتَ. |
Tanrıya şükür buradasın. | Open Subtitles | إشكرْ طيبةً أنت هنا. |
Sırf iyi kalpli olduğu için kayıp bir NSA ajanıyla ilgili bilgi mi verdi yani? | Open Subtitles | أسيرشدنا إلى عميلُ أمنٍ وطنيٌّ مفقودٌ طيبةً منهُ وإحساناً؟ |
Izzie'ye söylesem iyi davranır. Destekleyici ve iyimser olur. | Open Subtitles | إنأخبرت(ايزي)بهذا،ستكون طيبةً معي، و ستساندي و تدعمني |
Evet oldukça iyi görünüyorlar. | Open Subtitles | نعم, إنها تبدو طيبةً. |
Ohio Demokratlar için çetin bir eyalet. Julia da bana çok iyi davrandı. | Open Subtitles | (أوهايو) ولاية صعبة على الديمقراطيين، ولقد كانت (جوليا) طيبةً نحوي |
Bana hep iyi davrandın, Janet. | Open Subtitles | .(إنكِ لطالما ماكنتِ طيبةً معي يا(جانيت |