| Endişelenmeyin, çünkü bu işi gönüllü olarak aldılar. | Open Subtitles | لا تقلق لأنهما قبلا بهذه المهمة عن طيب خاطر |
| Biliyorsunuz... sizinle gönüllü olarak... avukatım olmadan konuşuyorum. | Open Subtitles | كما تعلمان ، أنا أتحدّث إليكما عن طيب خاطر بدون حضور محامٍ |
| Gerçekten de gönüllü olarak odalığım olmayı seçeceğine inanırım mı sandın? | Open Subtitles | هل تظنين حقاً بأنني سأصدق بأنَكِ أصبحتِ خليلتي عن طيب خاطر ؟ |
| Sizi hayal edilmesi imkansız, seve seve kendi canınıza... kıyacağınız bir acıya sürüklüyor. | Open Subtitles | إنه يجعلك تقاسين آلاماً لا يمكن تخيلها، مما يدفعك للإنتحار عن طيب خاطر. |
| Açlıktan ölmektense, bu yolculuğun parasını seve seve vermeye razıydılar. | Open Subtitles | هرباً من المجاعة، كانوا يدفعون مالاً عن طيب خاطر مقابل رحلة القطار |
| İkimizin de istediği cevaplar onda ama gönül rızasıyla dışarı çıkmayacaktır. | Open Subtitles | لديها إجابات أن كل منا يريد، وأنها لن يخرج طيب خاطر. |
| Bu adamlar dünyayı tekrar şekillendirmeme yardımcı oldular ve bunu isteyerek yaptılar. | Open Subtitles | هؤلاء الرجال ساعدوني بتغيير العالم , وهو يفعلون ذلك عن طيب خاطر |
| Aç olanlar benim için geldiğinde kanımı gönüllü olarak verdim avcı. | Open Subtitles | و لذلك عندما جاؤوا لي جاء الشديدي الجوع منهم , فأعطيتهم دمي بكل طيب خاطر |
| Teklifimizi anlayıp, gönüllü olarak gelmeni umuyorduk. | Open Subtitles | كنت آمل أن تأتي عن طيب خاطر, هذا ما عليك أن تفهمه كم علينا أن نقدم. |
| Birisi gönüllü olarak ayrılmadığı sürece kurulda sana yer yok bunun da yakın zaman olacağını sanmıyorum. | Open Subtitles | ليس هناك مكان لك في المجلس إلا إذا تخلى شخص عن طيب خاطر وأنا لا أرى حدوث هذا في أي وقت قريب |
| Günahlarını işlemeye gönüllü olmazsam, hepinizin hayatını tehdit ediyor. | Open Subtitles | تهدد حياة كل واحد منكم اذا كنت لا اعلنها عن طيب خاطر |
| 2 yıl önce gönüllü girdiği kuruluşu parçalamaya çalıştı. | Open Subtitles | حاول تفكيك المنظمة ذاتها الذي إنضم لها عن طيب خاطر قبل عامين |
| Ve bunu hiç gönüllü yapmadı. | Open Subtitles | و مع ذلك ، فإنها لم تنهض عن طيب خاطر |
| Bu tarikata gönüllü girdin. | Open Subtitles | لقد انضممت إلى هذه الطائفة عن طيب خاطر |
| Doğru, ancak sıcak bölgeye kimin gönüllü olarak gireceği yönünde bir anket yapsan kaç tane polis içeri girmek ister? | Open Subtitles | صحيح, على الرغم من أنني أتساءل عما إذا كنت أخذت استطلاع للرأي تسألهُم عن طيب خاطر من سيتطوّع للدخُول إلى المنطقَة الخطرة لترى كم من الأشخَاص المُتحمسين الذي ستجدهُم. |
| Ne buyurursanız seve seve yapacağım. | Open Subtitles | وأيًا كان ما تأمرون به سأنفذه عن طيب خاطر |
| Sizin gibi erkeklere hzimet etmekten, seve seve mutlu olacaklardır. | Open Subtitles | أنا متأكدة أنهم إختاروا مهنتهم عن طيب خاطر. سعداء بخدمة رجال مثلك. |
| Bugünkü gibi olaylar sürdükçe, ülke benim faturamı seve seve onaylayacaktır. | Open Subtitles | ومع استمرار الأحداث مثل هذا اليوم، سوف البلاد تمرير مشروع قانون بلدي عن طيب خاطر. |
| Onlara adil davranılmasının devamı için hayatımı feda etmem benden istenirse bu gece dökeceğim kana benimkini de seve seve eklerim. | Open Subtitles | لكن إذا طُلب مني التنازل عن حياتي في سبيل إرساء العدالة لهم سأخلط دمّي عن طيب خاطر مع تلك الدماء التي سأريقها... |
| Seçimim için bir şeyleri feda etmem gerekiyorsa seve seve ederim. | Open Subtitles | فسوف أدفعه عن طيب خاطر |