ويكيبيديا

    "ظلت" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • kaldı
        
    • sürekli
        
    • devam
        
    • durdu
        
    • hâlâ
        
    • duruyordu
        
    • Durmadan
        
    • duruyor
        
    • beri
        
    • kalmış
        
    • süredir
        
    • kalırsa
        
    • boyunca
        
    • kalmıştı
        
    Evet, bu pasaklı polyester parçası sekiz yıldır yüzümdeki yağlara maruz kaldı. Open Subtitles أجل، هذه القطعة الوضيعة من البوليستر ظلت مغمورة في الزيت لثمان سنوات
    Ne tahılları öğüten, Mısır'ın tuğlaları için saman yapan öküzlere ağızlık takmalısın, ne de buğdayı sapından ayırmak için rüzgarda sürekli buğday savuran ağzına kadar dolu Nil teknelerinden durmamacasına sahile buğday taşıyan kölelerin emeklerini karşılıksız bırakmalısın. Open Subtitles ظلت الثيران تطأ حبوب الذره تصنع القش لحاملى الأحجار فى مصر لا تستثنى الأذرع التى تغربل الحبوب فى الرياح
    Torchwood yok edildi ama HC Clements çalışmaya devam etti. Open Subtitles لقد دُمرت تورتشوود بينما ظلت شركة هـ س كليمنتس تعمل
    Akıllı telefon devriminin yükselişinden beri doğrudan tüketiciye sunulan ürünlerin gelişimi durdu. TED منذ ظهور ثورة الهواتف الذكية، ظلت تجارة السلع الموجهة مباشرة إلى المستهلك في حالة ركود.
    Bir şekilde tapirler hâlâ orada, ki bu bana umut veriyor. TED وبشكل ما ظلت هناك حيوانات التابير، والذي يعطيني مزيدا من الأمل.
    Tatlı su hakkında birşeyler söyleyip duruyordu... - ... Büyük gemiler.. Open Subtitles لقد ظلت تتكلم و تتكلم و تتكلم عن مياه عذبة و سفن ضخمة.
    Ve yolun ortasında sadece bir çehre kaldı. TED وهناك هيئة شخص واحد ظلت في منتصف الطريق.
    Yine de bu sürede kimi şeyler aynı kaldı. TED على الرغم من هذا فإن بعض الأشياء ظلت كما هي طوال ذلك الوقت.
    Bir yüzyıldan fazla bir süre, bu yolculuk bitmeden kaldı. TED و لأكثر من قرن، ظلت هذه الرحلة غير منتهية
    Ne tahılları öğüten, Mısır'ın tuğlaları için saman yapan öküzlere ağızlık takmalısın ne de buğdayı sapından ayırmak için rüzgarda sürekli buğday savuran ağzına kadar dolu Nil teknelerinden durmamacasına sahile buğday taşıyan kölelerin emeklerini karşılıksız bırakmalısın. Open Subtitles ظلت الثيران تطأ حبوب الذره تصنع القش لحاملى الأحجار فى مصر لا تستثنى الأذرع التى تغربل الحبوب فى الرياح
    sürekli çok yalnız hissettiğini ve çocukların SUltanı özlediğini söylüyordu. Open Subtitles ظلت تشتكى من أنها تحس بالوحدة وأن أولاده يفتقدونه
    Senarist olmak istediği için sürekli hikâyeler yazıyor. Open Subtitles كانت تريد ان تصبح كاتبه لذلك ظلت تكتب القصص
    Uzak alanlarımızı rahat bırakmadıkça bu salgınlar yaşanmaya devam edecek. TED وبالتالي فإنه طالما حرصنا على تقريب الأماكن التي ظلت بعيدة، فسيظل تفشي الوبائيات.
    Sanırım sistemlerimiz şaibeli olmaya devam ederse otoriter siyasetçilerin talan ettiği çaresizliğin üstünden gelemeyeceğiz. TED وأنا أؤمن بأننا لن نستطيع التغلب على اليأس الذي يعتمد عليه السياسيون الاستبداديون إن ظلت أنظمتنا متلاعب بها.
    Sirk zenginleşti, ama sahne işçisi değil Ve kız aynı zor yaşama devam etti. Open Subtitles ازدهر السيرك لكن وضع مسؤول اللوازم لم يزدهر و ظلت الفتاة تعيش الحياة القاسية نفسها
    Tüm sabahı çöpleri atacak birini bulmak harcadım, daha sonra Marjorie ile yemek yedim kocasından dert yanıp durdu, ve Philippa ile üç el oyun oynamak zorunda kaldım. Open Subtitles قضيت النهار محاوله إحضار جامع قمامه على الغذاء ظلت مارجورى تشتكى زوجها ثم توجب على لعب ثلاث مباريات مع فيلبا هانتر
    Savannah komadan ilk çıktığında bunu tekrarlayıp durdu. Open Subtitles لقد ظلت سافانا تكررها عندما خرجت من الغيبوبة
    Ama bu gece bu ateş yandığı sürece, yaz hâlâ bizim. Open Subtitles لكن الليلة ، طالما ظلت هذه النار مشتعلة فالصيف مازال ملكنا
    Onunla konuşmaya çalıştım ama sürekli özür dileyip duruyordu sonra da koşarak dışarı çıktı. Open Subtitles حاولت أن أحادثها لكنها ظلت تقول أنها اسفة ثم غادرت مسرعة
    Durmadan erkek kardeşinin ailesinden kalan tek kişi olduğunu söylüyor. Open Subtitles ظلت تقول ان اخيها كان عائلتها الوحيدة مرة تلو الاخرى
    Her ne olduysa, gözünü kapadığımızdan beri aynı şeyleri tekrarlayıp duruyor. Open Subtitles ما الذي حصل لها في ذلك المكان ..لقد ظلت تكرر ذلك
    Şu anda on yıldır sessiz kalmış bir kadına bakıyorsunuz. TED أنتم تنظرون الى إمرأة ظلت صامتة لعقد من الزمان
    Tembel hayvanlar 40 milyon yılı aşkın süredir öyle ya da böyle bu gezegendeler. TED لقد ظلت حيوانات الكسلان على هذا الكوكب بشكل أو بأخر لأكثر من أربعين مليون عامًا.
    Şimdi, eğer işler şu andaki gibi kalırsa, birkaç günüm bile olsa şanslıyım. Open Subtitles الآن ، فى ظل الوضع الحالى سأكون محظوظا إن ظلت حية ليوم واحد
    Polis altı ay boyunca soruşturdu, sonra... onlardan başka da haber almadık. Open Subtitles ظلت الشرطةُ تحقق لستةِ أشهر وبعدها توقفنا عن سماعِ أي جديد منهم
    Yaşlı ülke daha önce de zor durumlarda kalmıştı. Durum kötü görünüyor. Open Subtitles البلاد القديمة ظلت فى زاوية ضيقة من قبل تبدو الأمور معتمة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد