"ظللتُ" - ترجمة من عربي إلى تركي

• devam ettim
• durdum
• kendime
• duruyorum

Bilmiyorum, uyuyamadım. Köprü hakkında düşünmeye devam ettim.
لا أعرف، لم أستطع النوم، ظللتُ أفكّر حول الجسر

Zorlaşması için beklemeye devam ettim ama asla olmadı.
ظللتُ أنتظر الأمر كي يصعُب، لكنّه لم يصعب قطّ.

Ama sonra aynı düğüne gidecek olan insanlarla karşılaşıp durdum. Damada benim kadar yakın bile değillerdi...
ومن ثم ظللتُ أقابل أشخاصًا ممن كانوا ذاهبين لنفس الزفاف، ولم يكونوا قريبين للعريس كما كنتُ أنا،

O yüzden arayıp durdum ama cevap vermedin.
لهذا السبب ظللتُ على إتصال بكِ ولكنكِ لم تردى

Geçen sene Şükran Günü'ne kadar kendime gelememiştim.
محال . بالعام الماضي , ظللتُ أعاني منآثارالشربحتى عيد الشكر.

Doğru adamla tanışmayı bekleyip duruyorum ama ortaya çıkmadı.
ظللتُ أنتظر مقابلة الشخص المنشود، لكنه لم يظهر

Daha sonra kızgın bir şekilde sürmeye devam ettim ve eve döndüm.
وبعدها ظللتُ أقود وأنا غاضبة لفترة، ثم عدتُ إلى المنزل

Ama ayrıldıktan sonra düşünmeye devam ettim.
ولكن ظللتُ أفكر بالأمر بعد أن افترقنا

Ben devam ettim. Bırakmadım.
ظللتُ أضغط عليه لم أستطع تركه وحسب

Onun yalanlardan oluşan dağına inanmaya devam ettim.
لكنني ظللتُ اصدق جبال من اكاذيبه

Her neyse, seyahatlere devam ettim.
على أي حال، ظللتُ أسافر.

Ben mücadeleye devam ettim.
ظللتُ أقاتل

Orada öylece otururken düşünüp durdum. Bu işin üstesinden nasıl geldi?
بجلوسي في الزنزانة، ظللتُ أفكّر، كيف يُمكنه تنفيذ هذا؟

Ona "Yeniden dene!" deyip durdum.
ظللتُ أقول له "سدّد الرمية غير المحتسبة!

Yanımda birinin olmasını dileyip durdum çünkü çok yalnızdım.
ظللتُ أتمنى أن لديّ شخص ليحتضنني

Bütün gün seni aradım durdum.
لقد ظللتُ أتصل بك طوال اليوم. !

"kendime devamlı kafamı başka tarafa çevirmem gerektiğini söyledim."
ظللتُ أقول لنفسي أن أبعد نظري.

- Onu bulamasaydın ne olurdu diye düşünüp duruyorum.
... لقد ظللتُ أُفكّر لو أنّك لم تجده ولكنّي وجدته