Lambanın ışığı saçılıyor zeminin üzerine gölgesini aksediyor. | Open Subtitles | كان ضوء المصباح ينساب من خلال ظله على الأرضيه |
Vuruyordu kara gölgesini yere, Lambadan yansıyan ışık Kapalı kaldı ruhum Bu kara gölgenin içinde Kurtulamayacak, "Bir daha asla!" | Open Subtitles | ويظهر المصباح ظله على الأرض روحي من خارج ذلك الظل تجلس عائمةً على الأرض لن تصعد أبداً |
Ama onunla yüzleşene kadar, gölgesi nereye gidersen git seni takip edecek. | Open Subtitles | ، لكن حتى تُواجه مشاعرك نحوه فسيظل ظله يلحق بك أينما ذهبت |
Ama Durjan Singh'in lanetli gölgesi hep orada olacak. | Open Subtitles | لكن طالما دورجان الملعون يلقي سينغ ظله هناك |
Sadece bir kere, Lana, onun gölgesinden çıkıp kendim bir şeyler kazanmak istedim. | Open Subtitles | لمرة واحدة، لانا أردت أن أخرج من تحت ظله أكسب شيئاً بمجهودي |
Hepimiz onun gölgesinde yaşıyoruz ama neredeyse kimsenin haberi yok. | Open Subtitles | نعيش تحت ظله مع ذلك قلة جدا من يعرفون ذلك |
Çıkıyor, küçücük gölgesine bakıyor. | Open Subtitles | يخرج من جحره، وينظر إلى ظله الصغير. |
Dağ sıçanı gölgesini görürse, altı hafta daha kış olacak. | Open Subtitles | إن رأى جرذ الأرض ظله فهناك على الأغلب 6 أسابيع من الشتاء |
Bir ömür boyu, karşıdan kandil ışığında gölgesini bile görsem razıyım. | Open Subtitles | يكفيني أن أرى ظله على النافذة المقابلة. |
Yani mürekkepbalığı, bakterilerden gelen ışığı kendisinin açığa çıkmasını engelleyen bir korunma mekanizmasında kullanıyor. Böylece avcılar, mürekkepbalığının gölgesini göremiyor ve gölgenin geldiği yere bakarak mürekkepbalığını yakalayamıyor. | TED | في الحقيقه هو يقوم باستخدام الضوء من البكتيريا ليعكس الضوء عن نفسه صانعا أداة تقيه من أن يُفترس لكي لاترى الحيوانات المفترسه ظله فتقوم بتحديد مسيرته و تلتهمه |
Umarım dağ sıçanı, gölgesini görür böylece kış uykusuna dönebilirim. | Open Subtitles | يا الهي أتمني أن يري جرذ الأرض ظله حتي يمكنني العودة الى السبات "السبات: البيات الشتوي" |
Her yıl dağ sıçanının kış uykusundan uyanışını izlemek için burada toplanıyoruz çünkü eğer o gölgesini görürse kış uzayacak demektir. | Open Subtitles | كل عام نجتمع لرؤية جرذ الأرض يخرج من بياته الشتوي وإذا رأي ظله... |
Buna rağmen efsaneye göre karşıt güç gerçekte onun kendi gölgesi imiş. | Open Subtitles | على الرغم من هذا الأسطورة المعروفة ب0000 أن قوة الشر المعاكسه كانت تتمثل تقريبا من ظله الخاص |
Bu durumda ise, ejderha açıkça öznenin kendi bastırılmış gölgesi. | Open Subtitles | في هذه الحالة, واضح بإن "التنين" هو موضوع ظله نفسه |
Madara ve gölgesi muhtemelen bir süre birleşik kalacaklar. | Open Subtitles | سيبقى مادارا مُدمجًا مع ظله لوقتٍ أطول على الأرجح |
Sadece bir kere, Lana, onun gölgesinden çıkıp | Open Subtitles | لمرة واحدة، لانا أردت أن أخرج من تحت ظله |
Derler ki, Cooper döneminden sonra seçilen her... cumhuriyetçi Başkan onun gölgesinden ilerlermiş. | Open Subtitles | يقال بأن كل رئيس جمهوري منتخب في مرحلة ما بعد عصر كوبر يقف في ظله |
Bakalım kendi gölgesinden korkar hale gelecek mi? | Open Subtitles | ويجب أن تراقبي أنه لن يخاف من ظله |
Çok cazibeli ve gölgesinde kalan bir sürü insan var. Beni yanlış anlama, kendisi çok iyi bir cerrah ve havalı bir ameliyatı kolaylıkla halledebilir, ama hiç kimseyi yetiştiriyor mu? | Open Subtitles | ويلاقي قبولاً حسناً وهناك الكثير ممن يقبعون في ظله ولكن |
Çıkıyor, küçücük gölgesine bakıyor. | Open Subtitles | يخرج من جحره، وينظر إلى ظله الصغير. |
İhtişamıma gölge düşürebilecek canlı biri yok bu dünyada. | Open Subtitles | لايوجد اى رجل على قيد الحياة يجرؤ على القاء ظله على مجدى |
Ve en kısa zamanda Spartacus'ü ve gölgesinin lanetini takip eden herkesi yakalamamızı sağlayacak olan da. | Open Subtitles | و بأقصر الطرق " التي يستحقها " سبارتاكوس و كل من يتبعه إلى عذاب ظله |
Şey gibiydi tozda asılı kalmış gölgesiyle konuşuyormuşum gibiydi. | Open Subtitles | ... إنه يشعرني ... كما لو كنت كأنني أتحدث إلى ظله العالق في التراب |