Başta karısını terk edip kaçtığını düşündük ama sonra bunu bulduk. | Open Subtitles | اولاً ظننا انه يتفادى زوجته ومن ثم وجدنا هذا |
Hepimiz yanında birisinin olması gerektiğini düşündük. | Open Subtitles | حسنا, كلنا ظننا انه يجب ان يكون هناك احد لاجلها |
Ama düşündük ve bara senin adını verme fikri ortaya çıktı. | Open Subtitles | لكننا ظننا انه لدينا اقترح ان اردت الاخذ به . ربما نسمي الحانة من بعدك |
Fakat üst kademede işlerin nasıl yürüdüğünü öğrenmenin senin adına iyi olacağını düşündük. | Open Subtitles | لكن حسناً , ظننا انه من الجيّد ان تسمع كيف الأشياء تعمل في المستويات العليا |
düşündük ki eğer tehdit eden buradaysa, onun kimliğini saptayabiliriz. | Open Subtitles | ظننا انه اذا هدد احد اخر هنا, قد نكون قادرين على ايجاده |
Yeniden ortadan kaybolduğunu düşündük, sonraki cinayetleri için zamana ihtiyacı vardı. | Open Subtitles | لم يحدث اي تقدم بالقضية و لقد ظننا انه سيفلت بالأمر مجدداً لقد احتاج الى وقت ليبني خطته المقبله |
Biz de bunu kullanabiliriz diye düşündük. | Open Subtitles | لذا ظننا انه يجدر بنا استعماله |
- O Cooper'la sana düğün hediyemiz fakat olanları duyunca uygun olmaz diye düşündük. | Open Subtitles | هذا... هذه هدية زفاف لك انت وكوبر لكن عندما سمعنا بالطلاق ظننا انه ليس من الملائم اعطائها لك |
Şey, düşündük de, bebek olacağına göre... | Open Subtitles | . . ظننا انه بمجئ الطفل |
- Dışarı çıkmalı diye düşündük. | Open Subtitles | - ظننا انه الوقت لجعله يخرج من غرفته |
Sadece... Bilirsin, öğrenmen gerektiğini düşündük. | Open Subtitles | ظننا انه يجب ان تعرفي |
Bir süre az akıyor diye düşündük. | Open Subtitles | ,ظننا انه مسدود قليلاً |
Şüphelinin kendi sessizliğini sembolize edebileceğini düşündük. | Open Subtitles | ظننا انه كان رمزيا لصمته هو |
Yakalandığını düşündük. | Open Subtitles | ظننا انه تم القبض عليك |
Çok komik olduğunu düşündük. | Open Subtitles | ظننا انه مثير للضحك . |