ويكيبيديا

    "ظننتها" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • sandım
        
    • sanmıştım
        
    • düşündüm
        
    • düşünmüştüm
        
    • olduğunu sanıyordum
        
    • sandığım
        
    • düşündüğüm
        
    • zannetmiştim
        
    • düşünüyordum
        
    • zannettim
        
    • saniyordum
        
    Şaka yaptığını sandım, sadece şanıma ve servetime hevesli olduğunu. Open Subtitles أنا أيضاً ظننتها مزحة وأنها ليست مهتمة سوى بنقودي وبلقبي
    İlk başta nöbet geçiriyor sandım ama bariz şekilde acı çekiyordu. Open Subtitles ظننتها أولاً نوبة مرضية، إلا أنه كان يبدو صاحٍ وفي ألم.
    Dünyayı daha güzel bir mekân yapmaya çalıştığını sanmıştım. Open Subtitles ظننتها كانت تحاول تغيير العالم للأفضل فحسب
    Aslında, öğretmeninle yattığını öğrendiğimden beri 17 yaş üstü bir filmdeki gibi olacağımızı sanmıştım. Open Subtitles وفي الحقيقه ظننتها قد تكون أكثر من ذلك بما أنك نمت مع معلمك
    Aslında müthiş bir fikir olduğunu düşündüm ve kano yapmaya başladım. TED أعني، ظننتها كانت فكرة عظيمة، لذلك بدأت ببناء الزوارق
    Sana söylediğini ve burada elime tutuşturduğun bir uzun kollu tişört ve meyve sepetiyle sırıtarak duracağımı düşünmüştüm. Open Subtitles ظننتها أخبرتك و سأضطر للوقوف هنا و أبتسم حتى تعطيني قميصاً و أو سلة فاكهة
    Hayatımın çoğunda, onun California Üniversitesi'nde edebiyat profesörü olduğunu sanıyordum. Open Subtitles لمعظم حياتى ظننتها أستاذة أدب فى الـ يو سى ال ايه
    İlk başta nöbet geçiriyor sandım ama bariz şekilde acı çekiyordu. Open Subtitles ظننتها أولاً نوبة مرضية، إلا أنه كان يبدو صاحٍ وفي ألم.
    Sonumuz geldi sandım.. ama oğlunuz ve Bay Bly cesurca davrandı. Open Subtitles أعني, أنا فعلا ظننتها النهاية, لكن إبنك والسيد بلاي كانا شجاعين جدا يا مادلين
    O kadar kocaman pislediki Onu başka bir köpek yaptı sandım. Open Subtitles تخلص لتوه من فضلات كبيرة لدرجة اني ظننتها كلبا آخر
    Bunu bir şans sanmıştım hayatımda olumlu bir şey yapmak için. Open Subtitles ظننتها كانت فرصة لأفعل شيئا إيجابيا في حياتي.
    Aşırı hızdan kesecek sanmıştım ama dikkatsiz sürmekten yedim. Open Subtitles ظننتها ستكون مخالفة سرعة، لكن كانت لقيادة متهورة.
    Evet, evet, listede. Bir şaka olduğunu sanmıştım. Open Subtitles . أجل أجل أنها على القائمة . أعتذر ظننتها مزحة
    Nihayet. Birkaç gündür trende olduğum için ne zaman uyusam hep geri gittiklerini düşündüm. Open Subtitles أخيراً، ركبت قطارات كثيرة خلال الأيام الماضية لدرجة أني ظننتها ترجع للخلف كلما كنت أنعس
    Sizin için iyi olabilir diye düşündüm. Birkaç yeni hesap açarsınız. Yayın istasyonu... Open Subtitles ظننتها مهمة بالنسبة لك أصدقاء جدد،إتصالات
    Başlangıçta bir şok olduğunu düşünmüştüm ama değildi. Open Subtitles في البداية ظننتها مجرد صدمة لكن لم تكن كذلك
    İlk başta bir göz olduğunu düşünmüştüm ama sanmıyorum. Open Subtitles في البداية ظننتها عين، ولكن الآن لا أعتقد أنها كذلك
    Ama yardım etmek isteseydim bile o burada değil ki. Ben de seninle olduğunu sanıyordum. Open Subtitles لكن حتّى إذا أردتُ المساعدة، فهي ليست هنا، ظننتها معك.
    Yaşamımı değerli olduğunu sandığım şeyleri kovlayarak geçirdim. Open Subtitles قضيت حياتي ألاحق الأشياء التي ظننتها ثمينة
    Geleceğimiz olacağını düşündüğüm, beraber inşa ettiğimiz hayatımızda mutluydum ben. Open Subtitles كنت سعيداً بالحياة التي أسسناها معاً التي ظننتها ستكون مستقبلنا
    Bayan Victor'un cennete giden ruhu zannetmiştim. Open Subtitles لقد ظننتها روح السيدة "فيكتور" تصعد للسماء.
    ve bugün buraya geldim çünkü bunun eşimle iletişim kurmak için bir soruya soru sormadan cevap verebileceği bir seans olduğunu düşünüyordum, Open Subtitles وجئت هنا اليوم، لأنني ظننتها جلسة لتلقين زوجتي كيفية الحوار، وعدم الإجابة على سؤال بسؤال آخر
    Başta iç anlamsal formdan, söz dizimsel ağaç yapısına eşleştirme yapıyor ve doğrusallaştırılmış kelimeler elde ediyor zannettim. Open Subtitles ظننتها أولاً تستدل من النمط الدلالي الداخلي وصولاً للهيكل النحوي ثم تقول الكلمات التقريبية
    Erzak aramaya cikti saniyordum, ava cikmis megerse. Open Subtitles ظننتها تبحث عن مؤن بالخارج، كانت تصطاد.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد