"ظننتُ أنّكَ" - ترجمة من عربي إلى تركي

• sanıyordum
• sanmıştım
• düşünmüştüm

Başına dert olduğunu sanıyordum. Bilmek istediğini sanıyordum.
ظننتُ أنّ ذلك أزعجكَ، ظننتُ أنّكَ تريد أن تعرف

Onu tanımıyor musun? Tanıyorsun sanıyordum.
ظننتُ أنّكَ قد تعرفه إنّه سمسار عقارات يسكن عندكم

Sadece annemle sen hep beraber olacaksınız sanıyordum.
ظننتُ أنّكَ و أمّي ستبقيان معاً إلى الأبد.

Evet, sahiden işi batırmışsın. Profesyonelsin sanmıştım. Beni sakın küçümseme.
أجل، لقد أفسدتَ هذا حقاً ظننتُ أنّكَ محترف

sanmıştım ki arazinizin, evinizin, geleceğinizin elinizde kalmasını istiyordunuz.
ظننتُ أنّكَ تريد إبقاء أرضكَ وبيتكَ ومستقبلكَ...

İşte bu yüzden buraya geleceğini ve suçlamalarda bulunup, FBI kontratımı elimden alacağını düşünmüştüm.
و لهذا ظننتُ أنّكَ ستأتي هنا، لتلقي التُهم ، و تجرّدني من عقدي الفدرالي.

Ben, senin hoş ve saygılı biri olduğunu düşünmüştüm!
لقد ظننتُ أنّكَ ستكون شخصاً لطيفاً وهادئاً...

Yeni projede benimle çalışmak için burada olduğunu sanıyordum.
لأنّني ظننتُ أنّكَ هنا لتعمل على مشروع جديدٍ معي.

Burada işten bahsetmek istemediğini sanıyordum.
ظننتُ أنّكَ لا تريد التحدّث عن العمل هنا.

Gün batımına dek yola çıkmayacağınızı sanıyordum?
لقد ظننتُ أنّكَ لن ترحل قبل مغيب الشمس.

Ondan ayrıldığını sanıyordum.
ظننتُ أنّكَ ستوقف علاقتكَ معها.

Bütün gün çalışacağını sanıyordum.
ظننتُ أنّكَ ستعمل طوال اليوم

Evi temizlediğini sanıyordum.
ظننتُ أنّكَ فتّشتَ المكان

Yemek arası vermediğini sanıyordum, Chris... Ziyaretçilerle vakit harcamıyorsundur herhalde.
ظننتُ أنّكَ تعمل خلال الغداء، (كريس) وليس تُسلّي الزوار

Canın bir şey istemiyor sanıyordum.
ظننتُ أنّكَ لم ترِد أن تأكلَ.

Ama annemi sevdiğini sanmıştım.
ولكنني ظننتُ أنّكَ أحببتَ أمّي.

Bu tavrını bırakırsın sanmıştım.
ظننتُ أنّكَ ستتخذ هذا الموقف

Benimle ilgileneceğini düşünmüştüm.
ظننتُ أنّكَ ستعتني بي

Gelmeyeceğini düşünmüştüm.
ظننتُ أنّكَ لن تأتي