Bizi Catalina'ya götürüyorsun sanmıştım. Catalina'ya ne oldu? | Open Subtitles | ظننت أنّك ستأخذيننا إلى كاتالينا مالذي حصل ؟ |
Daha önce konusunu açtığınızda şaka yaptığınızı sanmıştım. | Open Subtitles | ظننت أنّك كنت تمزح عندما ذكرت هذا سابقاً. |
Bana karşı hislerinden dolayı bunu engellemeye geldiğini sanmıştım. | Open Subtitles | وأنا التي ظننت أنّك حاولت منع هذا لأنّك تكنّ مشاعر لي. |
Benimle ciddi ciddi vakit geçirmek istedin sandım. | Open Subtitles | أنا بالحقيقة ظننت أنّك .تريدُ أن تقضي وقتاً معي |
Ama, dürüst olmak gerekirse rahatlayacağını düşünmüştüm. | Open Subtitles | لكن بصراحة، ظننت أنّك ستكون سعيداً للنتائج |
Ben senin muhabir olduğunu sanıyordum bir bilim kurgu yazarı değil, yani-- | Open Subtitles | أصغي، ظننت أنّك مراسلة ليس كاتبة خيال علمي، لذا... |
- Kim Hye Jin'in kız kardeşine hiçbir şey söylemedim. Söylersem zor durumda kalabilirsin diye düşündüm. | Open Subtitles | أنا لم أقل شيئا لأخت كيم هي جين ظننت أنّك ذلك سيضعك بموقف غريب |
Seni başarılı, Cumhuriyetçi bir stratejist sanmıştım. | Open Subtitles | ظننت أنّك احد المخططين الجمهوريين الناجحين |
Geçen seneki saçmalıklarını telafi etmeye çalışıyorsun sanmıştım ama aynı tas aynı hamamsın. | Open Subtitles | ظننت أنّك كفّرت عن كلّ تلك المتاعب التي جررتنا فيها العام الماضي لكنّك لم تتغيّر على الإطلاق |
Aslında başta hoşlandığını sanmıştım ama sonra bayıldığını fark ettim. | Open Subtitles | في البداية، ظننت أنّك تراقبنا ولكن بعدها أدركت بأنّك كنت مصدوماً |
Gerçeği öğrenirsen beni terk edersin sanmıştım. | Open Subtitles | ظننت أنّك ستتخلى عني حين تكتشف الحقيقة |
Senin daha çok tek gecelik ilişki yaşayanlardan olduğunu sanmıştım. | Open Subtitles | -حقاً ؟ ظننت أنّك من الأشخاص الذين يفضلون مداعبة عابرة وحسب |
Bana yalan söylediğini sanmıştım. Çok özür dilerim. | Open Subtitles | ظننت أنّك تزيّفين ذلك حقاً أنا متأسف |
Altına sıçacağını sandım küçük adam. | Open Subtitles | ظننت أنّك سوف تتغوظ في سروالك، أيها الشاب. |
Bir şeyler diyeceğini, zayıflık göstereceğini sandım ama göstermedin. | Open Subtitles | ظننت أنّك ستقول شيئًا، تُظهِر بعض الضُعف، لكنّك لم تفعَل. |
Tanıştığımızda senin bir çeşit deli olduğunu düşünmüştüm, sen de şimdi benimleyken yaptığın gibi davranmayarak bunu doğruladın. | Open Subtitles | أوَتعلم، ظننت أنّك مجنون عندما قابلتك، وأكّدت ذلك بعدم تصرّفك بالطريقة التي تصرّفت معي بها. |
Baştan itibaren bilmek isteyeceğini düşünmüştüm de. | Open Subtitles | ظننت أنّك ستودّ أن تتولي هذه القضية من بدايتها |
Hâlâ iyileşme sürecinde olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | ظننت أنّك مازالت تتعافى |
M.I.T diplomanın sahte olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | ظننت أنّك زوّرت شهادتك .(من معهد (ماساشوسيت |
Taramalarda ne bulduğumuzu görmek istersin diye düşündüm. | Open Subtitles | ظننت أنّك قد ترغب برؤية ما وجدناه في فحوصنا. |
Hani bu sabah benimle yaptıklarını düşünüp hissettiklerinden bahsettin ya? | Open Subtitles | حين تحدثت قبلاً عن مشاعرك حين ظننت أنّك معي |