Şehre gelecek kadar ciddi, ve ikinizin de tanışması gerektiğini düşündüm. | Open Subtitles | جاد لدرجة اننا كنا نعبر البلدة بالسيارة و ظننت انه يجب ان تلتقيا |
Daha iyi bir şey yapmam gerektiğini düşündüm. | Open Subtitles | ظننت انه يجب ان أفعل شيئا أفضل في حياتي |
Ben meşgul bir adamım. - Bilmeniz gerektiğini düşündüm. | Open Subtitles | انا مشغول ظننت انه يجب ان تعرف |
Arkadaşlarının bir tuzağa doğru gitmekte olduğunu bilmen gerektiğini düşündüm, genç Skywalker. | Open Subtitles | ظننت انه يجب ان تعلم ايها الشاب (سكاي والكر) ان اصدقائِك يمشون الى فخ |
Aradan çıkarmamız gerektiğini düşündüm. | Open Subtitles | ظننت انه يجب ان نتخلص منها |