Benim tanıdığım profesör yolunu kaybeden birine asla sırtını dönmez. | Open Subtitles | البروفيسور الذي أعرفه لن يدير ظهره على أحدٍ أضاع طريقه |
Arkadaşım olduğunu düşündüğüm herkes bana sırtını döndü ve bu benim içimi acıtıyor. | Open Subtitles | كل شخص إعتقدته أنّه صديقي دار ظهره على وهذا يأذي |
"Ve gerçekten vakit olacak sokakta kayan sarı duman için sırtını pencere kanatlarına sürtmesi için. | Open Subtitles | وسيكون هناك زمان " الدخان الأصفر والبقع مائية على طول الشارع" " يحك ظهره على النوافذ" |
Bir şey olmaması mümkün ama Amerikan vatandaşı olduğunda o rejime sırtını döndü. | Open Subtitles | ولكن، كما تعلمون، أدار ظهره على النظام عندما أصبح اميركي المواطن... وهذا أمر خطير. |
Bu yüzden merkezdeki bir adamına sırtını çevirmeyi reddediyordu. | Open Subtitles | ويرفض يدير ظهره على واحد من حاشيته |
Ama adam öz oğluna sırtını çevirdi. | Open Subtitles | لكن الرجل أدار ظهره على إبنه |