| Benim grubum değil aslında. Abed inernete ilan vermiş sanırım. | Open Subtitles | أيه, لا أعني, في الحقيقه أعتقد بأن عابد أخذ صفحة من القائمه |
| Bundan sonra, Abed, arkadaşlar birbiriyle uğraşmıyor. | Open Subtitles | من الأن فصاعداً يا عابد الأصدقاء لا يعبثون مع بعضهم البعض |
| Koş, Abed, koş! Herkes birbirine vermeden evvel! | Open Subtitles | اذهب عابد ، انطلق قبل أن يمارس الجميع الجنس |
| Abed, sen de aile çadırına geri dönüp Jeff'in kovalaması için bir tavuk bulmayı denersin. | Open Subtitles | عابد عد إلى خيمة العائلة حاول أن تجد لجيف دجاجه كي يلاحقها |
| Pierce, Abed'in yatakhanesinde Sayborg filmi izlemek istemezsin. | Open Subtitles | بيرز ، أنت لاتريد أن تشاهد فلم شرطي آلي في سكن عابد |
| Geçen gün İspanyolca dersinden sonra, elimi tutmaya çalıştığını sanmıştım, ama beni Abed ile karıştırmış. | Open Subtitles | ذلك اليوم بعد صف الاسبانية اعتقدت أنه أراد أن يمسك يدي لكنه كان غلطان ويحسبني عابد |
| Ve beni Abed ile Troy'un manyak ilişkisinden konuştuğumu görme sen. | Open Subtitles | ولاتريني أقول أي شيء مجنون عن علاقة عابد وتروي إنهم يغارون فقط |
| Çok şapşalsın Abed. | Open Subtitles | ومن التي ستكون السيئه اوه , عابد أنت سخيف جداً |
| Abed, tiyatro departmanına gitmen ne kadar sürer? | Open Subtitles | عابد ، وكيف يمكنك تشغيل سريع إلى قسم المسرح؟ |
| Abed'in canlandırdığı siyah polis şefi karakteri haklıydı. | Open Subtitles | أن الأميركيين الأفارقة حرف قائد الشرطة عابد كان يلعب كان على حق |
| Abed, sosyal becerilerin fersahlarca ileride sayılmaz. | Open Subtitles | عابد , مهاراتك الأجتماعيه ليست بالضبط شوارع مقبله |
| Aynen öyle Abed ve en önemli iş senin. | Open Subtitles | ذلك بالضبط مثله يا عابد و تحصل على الوظيفه الأهم |
| Ama Abed, eğer kendine alırken yakalanırsan kovulursun ve yine Britta gibi yemeye başlarız. | Open Subtitles | و لكن يا عابد لو قبضوا عليك و طردت و سنعود مرة أخرى لنتناول مثل طعام بريتا |
| Sen tavuk yapıyorsun Abed, karar vermiyorsun. | Open Subtitles | أنت تصنع الاصابع يا عابد و ليست القرارات |
| Niye on tane yok? Bakın Abed benim için ne aldı. | Open Subtitles | يارفاق , أنظروا ماذا سجل عابد لي لدي مليون حزمه |
| Abed, insanlar zamanla tavuktan bıkacak. | Open Subtitles | عابد , الناس في نهاية المطاف ستتعب من الدجاج انا تعبت من الدجاج |
| - Ne kadar acınası. İhtiyaçlarımızı karşıladığı için Abed'i kıskanıyorsun. | Open Subtitles | أنا غائر من عابد لأنه يقدم لنا لا أنا قلق على عابد |
| Abed'e sormadan onunla konuşmamalıyız bile. | Open Subtitles | دون التحقيق مع عابد انا بالفعل أحاول معه |
| Abed'in Noel'de nasıl bir çöküntü yaşadığını hatırlıyor musunuz? | Open Subtitles | أتتذكرون الإنهيار اللي مر به عابد في عيد الميلاد ؟ |
| Abed, yaran mikrop kapmış. | Open Subtitles | ولا اضن انها تشفى جيدآ آه ، عابد ذآلك ملوث ، مقرف |
| Wraith'lere tapan Tyre adındaki Satedalı dostlarından biri tarafından kaçırıldı. | Open Subtitles | لقد تم الايقاع به علي يد تابع لستادن عابد الريث تحت اسم تيري |
| Bilirkişi raporuna göre dairede, Abid Ansari adında bir işadamı oturuyormuş. | Open Subtitles | "ووفقاً للمستشار المحليّ فإنّ أحد القتلى كان رجل أعمال باكستاني يدعى (عابد أنصاري)" |